Fatma Girik’in mirasında kavga büyüdü!
Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Torba Mahallesi’nde yaşayan ve 24 Ocak 2022 tarihinde yaşamını yitiren Türk sinemasının efsane ismi Fatma Girik’in mirası dava konusu olmuştu.
Sözcü Gazetesi’nden Yaşar Anter’in haberine göre merhum Fatma Girik’in kardeşi Günay Girik vasiyetnamenin açıklanmasından ablasının o dönemde akli dengesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle iptal davası açmıştı.
Girik’in mirasının büyük bölümünü bıraktığı yeğeni Fatma Ahu Turanlı ile kardeşi Müesser Girik’in avukatları Eylem Pektaş ve Sabit Emekdar kendilerine ait hukuk bürosunda açıklama yaptı.
Avukat Sabit Emekdar, vasiyetnamenin açıklanmasından sonra Günay Girik ve avukatının vasiyetname iptal davası açtığını ve müvekkileri Fatma Ahu Turanlı hakkında asılsız iddialarda bulunup, Fatma Girik’in vasiyetini verdiği 2018 yılında akli dengesinin yerinde olmadığı yönündeki iddialar üzerine açıklama yapma ve kamuoyunu doğru bilgilendirme gereği duyduklarını belirtti.
Avukat Emekdar, “Bugüne kadar, Günay Girik’in, müvekkilim Fatma Ahu Turanlı’ya karşı, başlatmış olduğu karalama kampanyası ile yalan beyanlarına ve iftiralarına karşı bir cevap verme ihtiyacı duymadık.
Ancak, Günay Girik’in, açmış olduğu vasiyetnamenin iptaline ilişkin dava sonrası yapmış olduğu, gerçeklikten uzak ve iftira niteliğindeki açıklamaları ve iddiaları sebebiyle, bu basın açıklamasını yapma zorunluluğumuz hasıl olmuştur” diye konuştu.
Emekdar, Fatma Girik’in 2018 yılında, tüm detaylarını en ince ayrıntısına kadar düşünüp, tarttıktan sonra verdiği kararla bir vasiyetname hazırlayıp bıraktığını belirtti.
“Günay Girik, bu vasiyetnamenin hazırlandığı günlerde Fatma Girik’in akıl sağlığı ile ilgili şüpheler olduğunu iddia etmiştir. Oysaki aynı Günay Girik söz konusu vasiyetnamenin hazırlanmasından 4 yıl sonra, merhumun vefat ettiği gün, TV ekranlarında verdiği röportajlarda ısrarla ‘Ablamın hiçbir şeyi yoktu, sadece yürümekte zorluk çekiyordu onun dışında hiçbir sağlık sorunu yoktu’ şeklindeki, kamuoyunun hafızalarında tazeliğini koruyan beyanlarda bulunmuştur.
Her iki iddia da Günay Girik’e ait olup, birbiriyle çelişen iddialardır. Vasiyetin tanzimi usul ve esas açısından tümüyle yasal mevzuata uygun olarak titizlikle ve en ince detaya kadar gözetilerek gerçekleştirilmiş olup Fatma Girik, 2018 yılında, 2 tanık eşliğinde, devlet hastanesinden sağlık raporu alarak noter kanalıyla bu vasiyetnameyi bırakmıştır.
O tarihlerde tüm yakın çevresine bir vasiyetname bırakmak istediğinden bahseden Fatma Hanım vasiyetnameyi bırakmadan önce de tanıdığı avukatlardan ne yapması ve nasıl yapması gerektiği hususlarında hukuki mütalaa almıştır.
Vasiyetnamenin hazırlanmış olduğu dönemde, Fatma Girik Hanım, vasiyetnamenin asıl amacının Günay Girik ‘i mirasından mahrum bırakmak olduğunu, yakın arkadaşlarına ve yakın akrabalarına anlatmıştır. Zira bu konuya ilişkin mahkeme huzurunda dinleteceğimiz tanıklar, iddiamızı doğrulayacaktır.
Fatma Girik Hanım, bu konuyu uzun bir süre boyunca, her boyutu ile düşünüp değerlendirdikten ve etrafındakilerle istişare ettikten sonra, vasiyetnamesini hazırlayarak Günay Bey’i mirasından mahrum bırakma kararı almıştır.Dolayısıyla Günay Bey’in iddia ettiği gibi, vasiyetnamenin yeğeni Fatma Ahu Turanlı’nın baskısı ile hazırlanması asla söz konusu olmayıp, tamamen kendi istek ve arzusuyla ve titiz bir değerlendirmenin sonucunda tüm detaylar göz önünde bulundurularak hazırlanmıştır.
Ayrıca müvekkilim Ahu Hanım, vasiyetname bırakıldığı dönemde İstanbul’da olup sürece hiçbir şekilde dahil olmamıştır. Bu iddiamızın gerçekliği de, mahkemeye sunacağımız deliller ve dinleteceğimiz tanıklar ile doğrulancktır.