BELÇİM BİLGİN’DEN SAMİMİ AÇIKLAMALAR
Şu sıralar 'Kördüğüm' diziyle ekranlarda gördüğümüz güzel oyuncu Belçim Bilgin, Makaron'dan Gözde Yörükoğlu'na çok özel açıklamalarda bulundu.
Oyuncu Belçim Bilgin enerjisinin sırrını, “Bunun reçetesi kimseyi yargılamamak, her şeyi olduğu gibi kabul etmek ve hayatla savaşmamak” diye açıklıyor.
Sette bir gün…
Başrollerinde İbrahim Çelikkol ve Belçim Bilgin’in oynadığı Kördüğüm, sezonun en iyilerinden biriyken bir de Mehmet Aslantuğ transferiyle tamamen dikkatleri üzerlerine çektiler. İlk bölümü için İtalya’ya, Como Gölü’ne gitmişti tüm dizi seti.
Aylar önce başlayan hazırlıklar, hem Como’da, hem İstanbul’da kullanılan mekanlar ve prodüksiyon maliyetleriyle Türk TV piyasasının en yüksek maliyetli işlerinden biriyle karşı karşıyayız. Tabii ki bunda, dünyanın en büyük şirketlerinden Endomol Shine yapımı olmasının farkı var elbette. İlk 13 bölüm boyunca Ömer Faruk Sorak’ın yönetti diziyi.
Naz Elmas’ın kendini vuracağı sahne için, 3 gün boyunca Esma Sultan yalısını kapatılmış, yalıyı A46 özel olarak dekore etmiş, sadece 2 dakikalık bir sahne için. Como sahnelerini Ferrari ile anlaşarak çekmişler.
Bu kadının sırrı ne?
Belçim’e gelince, ben bayılıyorum bu kadına. Daha önce de karavanda buluşup şahane bir çekim yapmıştık, bu kez setine misafirdim bir taraftan hazırlanıp bir taraftan da sohbet, kahkaha ve müzik derken saatler geçmiş, enerjisini sevdiğim, içindeki o heyecanı hep barındırdığı için bayıldığım bir isim o.
Güzelliği, oyunculuğu, başarıları baki elbette.. Günümüzde pek nadir bulunan iyi niyet ve pozitif enerji onda bol bol mevcut. Başladık sohbete.
Her zamanki gibi enerjinle beni etkiledin, sırrın ne Belçim?
Bunun için tabii ki özel bir şey yapmıyorum. Eğer bunun bir reçetesi olsaydı herhalde kimseyi yargılamamak ve her şeyi olduğu gibi kabul etmek ve hayatla savaşmamak olabilirdi diye düşünüyorum.
Sinemadan diziye, nasıl set hayatı?
İşini büyük bir profesyonellikle yapan, ellerinden gelenin hepsini sonuna kadar yapan, birbirini sevmeye başlayan, ekip ruhunun da katkısıyla aile gibi hissettiğimizi söyleyebilirim. Sette her alanda fark yaratmayı kendine hedef koymuş ve birbirini seven bir ekibimiz var, bu da çok keyif verici tabii ki.
İlk boş anında ne yapmak istiyorsun?
-İlk boş anımda hemen koşarak Rodin’in yanına gitmek istiyorum. Zaten artık set ve Rodin gibi bir rutine döndü hayatım nicedir. Onun dışındaki şeyler Rodin eğer yeteri kadar zaman geçirdiysem ve ikimiz de tatmin olduysak sonra sırada, ailem, dostlarım, yapmak zorunda olduğum ve ertelediğim onca şey geliyor. O listeye girersem o liste asla bitmiyor elbette.
Çalışma saatleriniz malum, ruhunu ve bedenini nasıl dinlendiriyorsun?
Kendimle geçirdiğim zamanları olabildiğince zihnimi boşaltarak geçirmeye çalışıyorum ancak o şekilde ruhumu dinlendirebiliyorum. Çalışma saatleri, artı yapmak zorunda olduklarımız, hayattaki görevlerimiz, verdiğimiz sözler, hepsi üst üste binince çok ağır olduğu oluyor.
Keşke zaman dursa dediğim anlar oluyor. Aslında bunun bir dönemle ilgili olduğunu hatırlatıyorum kendime, tadını çıkarmaya çalışıyorum yani.
Annelik nasıl gidiyor?
Annelik güzel gidiyor, hiç bitmeyen bir keşif ve hiç bitmeyen bir vicdan muhasebesi. Sürekli, her karşılaştığın haberde, her karşılaştığın üzücü görüntüde kendine çocuğunla ve hayatla ilgili bir dolu soru sorduğun hiç bitmeyen bir şey aslında.
Oraya tam olarak ne koyacağımı bilemiyorum, hem bu kadar büyük bir sevgi olamaz hem bu kadar büyük bir endişe olamaz. Ne olacak, nasıl olacak, yeterli miyim, ne yapıyorum. Zaten böyle bir duygu oluyor. Mesela set bitti ve oldu ya, biraz oyalanmam gerekiyor sette. Gözümün önüne direk Rodin’in büyük gözlerin geliyor ve ‘’Ben ne yapıyorum burada, hemen eve gitmeliyim’’ diyorum.
O anı kısa kesip eve gidiyorum mesela, bu en basitinden bir örnek. Annelik hiç bitmeyen bir öğrenme hali bence. Çocuğunuz büyüyüp öğrendikçe siz de onunla öğrenip keşfediyorsunuz. Nasıl gittiğine gelince, ben bayıldım bu duruma çok keyif alıyorum umarım oğlum da aynı şeyleri düşünüyordur en önemlisi bu işte zaten.
Tatile girince planların neler?
Tatile girince plan çok, bakalım hangisini yapabileceğiz. Ben normalde deniz tatili pek sevmem ama Rodin’den sonra artık onunla bir deniz turumuz kesin olacak. Onunla deniz tatili yaparız, gideceğimiz başka yerler olabilir. Zaten Köyceğiz kesin var gibi gibi uzun bir liste ama bunların hepsini bir bir buçuk aya nasıl sıkıştıracağız, bakalım.
Duru güzelliğine hayranım, spor mu beslenme mi hepsi birden mi?
Düzenli spor bu çalışma saatleriyle pek mümkün olmuyor ama spor, kardiyo yapıyorum, sağlıklı beslenmeye de çalışıyorum. Hepsinden önemlisi galiba şu oluyor: akşam çok geç saatten sonra bir şey yememeye özen göstermek. Karbonhidarata ağırlık vermeden beslenmeye özen göstermek.
Mevsimin bize sunduğu sebze ve meyvelerden yararlanarak öğünleri geçirmek olabilir ama bunların hepsini çok dikkatli ve kurallı bir şekilde yapamıyorum. Ben o insan değilim, akışı seviyorum. (gazetevatan.com)