BODRUM’DA SEZON YENİDEN BAŞLIYOR

BODRUM bugünlerde en yoğun dönemini yaşıyor. Belli ki herkes ağustos ayını beklemiş. Artık her köşede bir mekân var. Bu hafta nerelere gittim neler yaptım kısaca bir aktarayım. İlk olarak geçenlerde gittiğim, “Çok zor bir iş yapıyorlar” dediğim Kabuk’ta aldım soluğu. Kabuk adı üstünde sadece kabuklu deniz ürünleri yapıyor. Yalıkavak’ta küçük bir yer. Avrupai bir havası var. Sahibi Özlem Hanım her şeyle birebir ilgileniyor. O gün arkadaş grubuyla gidip önce barda bir şeyler içtik, daha sonra masaya geçtik. Özlem Hanım “Tercihleri bana bırakın” deyince biz de büyük sözü dinleyip “Tamam” dedik. O gece ortaya kabuklu deniz ürünlerinden oluşan kocaman bir tepsi geldi. Midye, ıstakoz, karides, yengeç aklınıza ne gelirse… Muhteşem bir sunum, muhteşem lezzetler… Gece geç saatlere kadar yemeğin tadını çıkardık. Bu işi hakkıyla yapıyorlar.
 
Miam’ın kaderi Ship a Hoy gibi olmasın

SEZON sanki yeniden başlıyor. Cuma ve cumartesiyi hiç bu kadar kalabalık görmemiştim bu sene. Her yer ağzına kadar doluydu. Bodrum’da çok mekân var malum, gez gez bitmez. Uzun zaman önce gittiğim Miam’ın adını son günlerde daha çok duyar oldum. Yakın arkadaşım modacı Taji, Bodrum’a gelip “Miam’da rezervasyon yaptım, sen de gelir misin?” deyince tabii ki gittim. Daha önce gittiğim Miam’la şimdiki arasında dağlar kadar fark var, büyüdükçe büyümüş mekân. İşletmecilik işinde en tehlikeli şeyin bu olduğunu söyleyebilirim. Sokak ortasına konmuş bir masaya oturduk. Daha ilk anda olacaklardan adım gibi emindim. Çünkü bir kargaşa vardı. Kimin ne yaptığı belli değildi. Neyse biz masaya geçtik, garson geldi, siparişleri aldı.

GARSON SİPARİŞİ UNUTMUŞ 

Aradan biraz zaman geçti, ne gelen var ne giden. Sonra birini yakaladık, siparişin akıbetini öğrenmek için. Siparişi alan garson ortada yok. Siparişlerimizin geçilmediğini öğrendik. Ben biraz sinirlenip mekânın müdürünün kim olduğunu öğrendim ve Ünsal Bey’le tanıştım. Çok beyefendi, çok düzgün bir adam… Her yere ve her şeye yetişmeye çalışıyor. Çünkü çok zayıf bir ekip var ortada. Bir kişi dükkânı kurtarmaya çalışıyor. Konuyu anlatınca bu sefer daha aklı başında biri siparişlerimizi aldı. Gecikmeli de olsa masamız hazırlandı. Miam son günlerde büyük ilgi görüyor. Buna bir lafım yok. İnşallah böyle devam eder. Ama 150 kişilik kapasiteden 350 kişiye çıkarsan büyük sorun var demektir. Ancak 250 kişi yapabilirsin, o da sıka sıka, müşteriyi üze üze. O gün tam tamına 350 kişi vardı. “Çok kalabalık, hizmet o yüzden yavaşlıyor” lafına çok sinir olurum. Oldum olası sevmem o açıklamayı, daha doğrusu bahaneyi. Kardeşim müşteri olarak bana ne kalabalıktan? Sen “Mekân kalabalık, servise yetişemiyoruz” diye hesap almamazlık yapıyor musun? Hayır! E o zaman bu bahaneler niye? Yemekler geldi, tabii ki büyük hayal kırıklığı. Ne yediğimizi anlamadık. Naçizane bir tavsiyem var Miam’a. Ship a Hoy da aynı şeyi yaptı ve şimdi Ship a Hoy diye bir yer yok. Yaz-kış açık olan tek mekân. O kış havasını yazın da yaşatmalı. Güzel hizmet, lezzetli yemekler yoksa diğer her şey hava cıva.
 
Interni’de parti havası

MİKONOS’TAN Bodrum’a transfer olan Interni, geçen hafta uğradığım mekânlar arasındaydı. Cuma akşamları yurtdışından getirdikleri DJ’lerle parti yapan Interni büyük ilgi görüyor. O gece İbiza’dan gelen Kely Starlight çaldı. İstanbul’da ne kadar tanıdık isim varsa hepsi mekâna akın etmişti. İçeriye girdikten sonra masaya geçmem yarım saatimi aldı. O kadar tanıdık var ki selam ver ver bitmiyor. Mekân geç saatlere kadar boşalmadı. Herkes çok eğlendi. Bu arada Interni’de yemek yemenizi de tavsiye ederim. Dursun Usta harikalar yaratıyor.