ENGİN ALTAN DÜZYATAN’DAN ÇARPICI AÇIKLAMALAR
Engin Altan Düzyatan, oyunculuk kariyerinde sadece jön olarak kalmadı, TRT 1'de yayınlanan 'Diriliş: Ertuğrul' dizisiyle dönem işlerinde de yer alabilecek potansiyeli olduğunu gösterdi. Dizide 'Ertuğrul'u canlandıran Düzyatan, hem dizi hem de 15 Temmuz'daki darbe girişimi hakkında Sabah Gazetesi'ne konuştu.
TRT'nin en çok izlenen dizisinde rol almak nasıl bir duygu?
İçinde olmaktan çok keyif aldığım bir proje. Çok büyük emek var. Karşılığını bulduğu için çok mutluyuz.
Bu yıl dizide yenilik var mı?
Evet, bu yıl ekibimizde bazı değişiklikler oldu; aramıza yeni oyuncular da katıldı. Onlara alışmaya çalışıyoruz. Senaryo olarak da sezona çok güçlü giriyoruz. Şimdiye kadar 'Ertuğrul'un gençlik dönemlerini izlemiştik, şimdi biraz daha ilk gençliğinin sonlarını yaşayan, daha olgun bir 'Ertuğrul' var.
Saçlarınızı karakterin dönüşümü nedeniyle mi uzattınız?
Evet, bu yüzden fiziksel değişiklik yaptık.
"BEN DE SOKAKLARA KOŞARDIM"
15 Temmuz'daki darbe girişimi gecesi neredeydiniz?
O gün Londra'daydım. Yaşananlara inanamadım. 'Allah'tan oradaydın' diyorlar bana, ama inanın oradayken de çok rahat değildim. Fiziken oradaydım ama aklım buradaydı ve çok huzursuz oldum. Oradayken de 'Keşke Türkiye'de olsam' diyorsunuz. Çünkü tüm sevdikleriniz burada, vatanınız burada. İnsanlar sokaklarda… Burada olsaydım ben de sokaklara koşardım. Halkın gösterdiği kahramanlık bize inanılmaz gurur yaşattı. Memleket elden gidiyordu gerçekten. Halk muhteşem bir dirayet gösterdi.
Halkın bu şekilde karşılık göstermesi şaşırttı mı sizi?
Ben milletimizin böyle olduğunu biliyorum. Türk milleti, şehit verdiği zaman ağlamayıp Türk bayrağını asıp orada duran bir millet. Bunu hiçbir yerde göremezseniz. Başka yerde havaya silah sıkılsa millet yere yatar. Bizde tank geliyor ve millet tankın üstüne yürüyor. Eşi benzeri olmayan bir toplumuz; bunun kıymetini bilmemiz gerekiyor. Girişim gerçekleşseydi dönemeyecektim ya da döndüğümüzde o ülke artık bizim ülkemiz olmayacaktı. Allah ne bana, ne oğluma bir daha böyle şeyler yaşatmasın.
"YAŞ ALDIKÇA GÜVENİM ARTTI"
Babalık nasıl gidiyor; zor mu?
Hayır, çok keyifli. Tadını çıkarmaya çalışıyorum.
Sizi sinemada görecek miyiz?
Evet. Yine dizinin yapımcısı Mehmet Bey'le (Bozdağ) yapacağımız bir film var ama bu dönem işi olmayacak; bir aşk hikayesi anlatacağız. Belki bu yaz 'Diriliş'in filmini çekme ihtimalimiz de var.
Seyirci sizi hem jön, hem de dönem hikayelerinin kahramanı olarak çok çabuk kabullendi…
Teşekkür ediyorum herkese. Ben bu işi para kazanmaktan öte mesleğim olduğu için yapıyorum. Okulda da öğretilen buydu, yani bir oyuncu her rolü oynamalı. İlk başta oyuncuların rol seçebilme imkanı olmuyor ama daha sonra ben rollerimi kendim seçebildim ve farklı roller oynamaya dikkat ettim. Yapımcıların aklına farklı rollerde de gelmeye başladım. Halk da kabullendi; mutluyum. Yaş aldıkça kendime güvenim artıyor.
"YENİ SEZONDA OYUN KURAN BİR 'ERTUĞRUL' İZLEYECEĞİZ"
Seyirci yeni bölümlerde nasıl bir 'Ertuğrul' izleyecek?
'Ertuğrul'u artık bey olarak görüyoruz. Beyliğin verdiği ihtişam da söz konusu. Ama bir yandan da içinde her şeye koşturmak isteyen gençlik ateşi var. Beylikle o ruhun arasında kalan, oyunun içindeki piyon değil de oyunu yönlendiren, kendi planlarını yapan bir 'Ertuğrul' izleyeceğiz. Aksiyon sahneleri de olacak ama sahnelerin iç ritmi bu kez daha yüksek.
Tarihi karakterler çok erken yaşta başarıya ulaşmışlar. Mesela Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u 19 yaşında fethetmiş…
Evet, o dönemler hayat çok daha erken başlıyormuş. Hayatta kalmak çok kolay değil şartlar itibariyle. Ertuğrul, Osman Gazi'yi 8 yaşından itibaren tüm savaşlara yanında götürmüş. Bugün 8 yaşındaki çocuk ağaca tırmansa 'Aman yapma' diyoruz. O yüzden, o dönemde yaşayanlar daha erken olgunlaşıyor, savaşçı olmak için çok erken yaşta eğitiliyorlarmış.