SERENAY SARIKAYA: DEĞİŞİM İÇİN CESARET ŞART
Bugüne kadar pek çok farklı rolde seyirci karşısına çıkan Serenay Sarıkaya, şimdi de dijital platform Puhu TV’nin ilk dizisi “Fi”de başrolü üstlendi.
Daha önce sesinin güzelliğiyle adından söz ettiren, bu yeni projede ise danstaki hünerlerini sergileyen genç oyuncu, “Her seferinde kendimle ilgili yeni bir şey keşfediyorum” diyor.
◊ Büyük başarı yakalayan “Medcezir” dizisinden sonra bir sinema filminde rol aldınız. Ve verdiğiniz aranın ardından televizyon yerine dijital platforma iş yapmayı tercih ettiniz. Bu durum ilk etapta riskli gelmedi mi?
– İş seçerken şimdiye kadar hep yüreğimi dinlemeye çalıştım. Kendime sorduğum soru da hep “Bu senaryo, bu karakter beni heyecanlandırıyor mu?” oldu. Hiç bilmediğim bir dalda böylesine bir yetkinlik kazanacak olmak, hem ruhen hem bedenen beni disipline etti ve çok heyecanlandırdı. Bugüne kadar oyunculuğumu ve beni en çok motive eden nokta da budur; her seferinde yeni bir ben keşfedebilmek, sınırlarımı görmek… Ben bu kadar derinden heyecanlanıp, hissettiysem karakteri, bu duygular seyirciye de mutlaka geçecektir diye düşündüm. Tabii ki hepimizin korkuları vardır ama bir şeyleri değiştirmek istiyorsan cesur olmak zorundasın.
◊ Dijital platforma iş yapmaya nasıl ikna oldunuz?
– Özgün işler yapmak adına tek seçenek buydu. Dünya da artık buraya doğru gidiyor. Bu platformun başarıya ulaşacağına gerçekten çok inandım. Ve üzülerek söylüyorum ki; çalışma şartları açık ara çok daha iyi. Bu da gerek oyuncuyu, gerek senaristi, gerek yönetmeni, gerek ekibi motive eden bir şey tabii ki… Sektöre bir umut olduğunu düşünüyorum. Alıştığımız kalıpların dışında işler yapabilmek, daha cesur kararlar alabilmek için kurulmuş bir platform. Hepimiz için…
DANS ÇALIŞMALARI BANA ÇOK ŞEY KATTI
◊ “Fi”nin ilk üç bölümü yüksek izlenme oranları elde etti ve dizi hakkında olumlu yorumlar yapıldı. Bu beklediğiniz bir durum muydu? Neler hissettiniz bu başarı karşısında?
– Tabii ki çok çok mutlu oldum. Herkese çok teşekkür ederiz…
◊ Dans sahneleriniz de çok beğenildi. O sahneler için nasıl bir çalışma yaptınız? Dizinin çekimleri devam ediyor, siz de dans çalışmalarınıza devam ediyor musunuz?
– Zor bir süreçti. Ancak bana çok şey kattığına inanıyorum. Bir de oyunculuğun en keyifli kısmı bu bence, her seferinde yeni bir insan olabilmek. Şu an tüm boş günlerimde antrenmanlarıma devam ediyorum. Ancak daha çok sahne odaklı koreografiler çalışıyoruz.
◊ Bu beğeniler bir zafer duygusu yaratıyor mu? Emeğinizin karşılığını aldığınızı düşünüyor musunuz?
– Zafer diyebilir miyim bilemiyorum ama elbette ki çabalarının birileri tarafından görülüyor, takdir ediliyor olması büyük mutluluk.
◊ Bugüne kadar rol aldığınız işlerde oyunculuğunuzun yanı sıra sesinizin güzelliği de adınızdan söz ettirdiniz. Şimdi de danstaki başarınız konuşuluyor. Bundan sonra seyirciyle paylaşmak istediğiniz başka yetenekleriniz var mı?
– (Gülüyor) İçimde sakladığım bilmediğiniz bir şey yok. Dediğim gibi ben de her seferinde yeni bir şeyler keşfediyorum kendimle ilgili. Bakalım başka neler çıkacak…
BEN BiLE iSYAN ETTiM
◊ Sosyal medyada aktif birisiniz. O mecrada gelen tepkileri takip ediyor musunuz? Özellikle “Fi”nin süresiyle ilgili nasıl yorumlar vardı?
– Instagram kullanmayı seviyorum. Tabii ki arada bakıyorum yorumlara nabzı ölçmek için. Şimdiye kadar okuduklarımdan anladığım kadarıyla tek sıkıntı yeni bölümleri beklemek. “Nasıl bu kadar bekleyeceğiz” diyenler oldu. Nitekim ben bile isyan ettim Twitter’dan “Nasıl beklenir 1 ay!” diye. (Gülüyor)
CANNES’DA HEYECAN YARATTI
◊ Geçtiğimiz günlerde Cannes’da düzenlenen MIPCOM fuarına katıldınız. Orada yapılan gösterimde tepkiler ve ilgi nasıldı?
– Gayet güzeldi. Oradaki insanları da şaşırttı ve heyecanlandırdı. Zaten konusu itibariyle çok zamansız ve mekansız bir iş. Her yerde izleyicisi olabileceğine inanıyorum.
DURU’NUN DEĞİŞİMİ BENİ HEYECANLANDIRIYOR
◊ Gelelim Duru’ya… Dizinin uyarlandığı kitabı okuyanlar ve “Fi”nin ilk üç bölümünü izleyenler, her ne kadar naif bir karakter gibi görünse de Duru’nun içindeki gücü ve başarı hırsını gördü. Sizin gördüğünüz Duru nasıl bir kız, anlatabilir misiniz?
– Duru, sahne aşkıyla yanıp tutuşan bir kız. Var olma amacı bu. Başka bir şey yapamaz. Öylesine tutkulu dansa, sahneye. Onu hırslı yapan en iyi olmak istemesi, mükemmeliyetçi oluşu. Deniz (Mehmet Günsür) birlikten güç ve başarı doğacağına inanırken, Duru hak ettiği değerin kendisine verilmediğini düşündüğü için onunla fikir ayrılıkları yaşıyor. Özünde çok naif ve hassas bir kızken; Can Manay’ın hayatına girişi ve tam da zaafı olduğu noktalardan onu vuruşuyla, bambaşka bir insana evriliyor. Hepimiz gibi çarpa çarpa, düşe kalka büyüyor. Beni de asıl bu değişim heyecanlandırıyor. Çok gerçek geliyor karakterlerin zaaflarıyla, yanlışlarıyla, eksikleriyle anlatılması.
◊ 60 dakikalık bir dizide rol almak, oyuncuya neler kazandırıyor? Süre kısalınca oyuncu açısından verimlilik artıyor mu?
– Az önce söylediğim gibi işin kalitesini artıran ve herkesi motive eden bir sistem. A’dan z’ye herkesin enerjisine, verimliliğine yansıyor. Oyuncuya sadece karakterinin tadını çıkarmak kalıyor.
◊ “Fi”nin 4, 5 ve 6’ncı bölümleri 21 Nisan’da (bugün) yayınlanacak. Heyecan var mı?
– Tabii, olmaz mı! “Fi”yi takip edenler gibi biz de ekip olarak oldukça heyecanlıyız.
Büşra BOZOK AYTEK/Hürriyet