ARNAVUTKÖY’ÜN YENİ MEKANI HUDSON
Arnavutköy aslında bir balıkçı cenneti olarak bilinir. İlk olarak Fishmekan ile başlayan balıkçı furyası daha sonra Eftalya, Arnavutköy Balıkçısı, Surbalık, Zıpkın ve Atlas’la devam etti. Ama artık bu kavram değişiyor gibi. Çünkü kafeler de artık Arnavutköy’de yerlerini almaya başladı. İlk olarak Any çok güzel bir mekân açtı. Çok da ses getirdi. Ama kısa bir süre sonra popülerliğini kaybetti. Şimdi kendi halinde bir mekân olarak yoluna devam ediyor. Geçen haftaki yazımda Arnavutköy daha da gelişecek demiştim. Yeni mekânlar açılmaya başladı bile. Bunların başında geçtiğimiz hafta kapılarını açan Hudson geliyor. Yılların tecrübeli ismi, çok sevdiğim işletmeci Uğur Karabayır uzun süren çalışmalarından sonra muhteşem bir mekân ortaya çıkardı. Ana cadde üzerinde müstakil bir villada açılan Hudson gece hayatında bir anda popüler oldu. Karabayır Hardal Cafe’lerin kurucusu. Şimdi farklı bir konseptle yol almaya başladı. Bu işin mutfağından geldiği için yaptığı işlerde de başarılı oluyor. Geçtiğimiz günlerde Hudson’da neler yapılmış bir bakalım dedik. Modacım Taji ve Ali Ünsal kardeşim ile yola koyulduk. Rezervasyon yapmadan gittiğimiz için kötü bir sürprizle karılaştık ve ayakta kaldık. Bir süre barda bir şeyler içtikten sonra boşalan masaya geçtik. Yeni olmasına rağmen sistem neredeyse tamamen oturmuş, her şey yerli yerinde. Personel çok iyi seçilmiş. İşletmenin başında benim de çok sevdiğim Serhat Akıncı ve Mehmet Acar var. Mutfak çok başarılı, yediğimiz tüm yemekler çok lezzetliydi. Başlangıç olarak ponzu soslu somon, ana yemek olarak da dana kaburga yedim. Gecenin ilerleyen saatlerinde müziğin temposu yükseliyor. Bildiğiniz gece kulübü gibi oluyor. Geç saatlere kadar da sürüyor. Küçük, rahat, bir o kadar da sıcak bir atmosferi var. Dekorasyonuyla da çok güzel bir mekân. Gitmediyseniz tavsiye ederim. Bebek’ten sıkıldım diyenler için ideal bir alternatif.
Nişantaşı güzelleşiyor
ŞİŞLİ Belediyesi’nin en lüks semti olan Nişantaşı’nda sokaklar yenilenmeye başladı. Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün talimatı ile sokaklar artık tek tip olacak. Zabıta Müdürü geçtiğimiz günlerde bütün mekân sahiplerini toplayıp örnek projeler göstermiş. Amaç derme çatma yerleri daha modern, daha güzel bir hale getirmek. Şimdi herkes harıl harıl yeni proje üzerinde çalışıyor. Bence çok doğru bir hareket olmuş. Her önüne gelen kafasına göre uzay tüpü gibi kapama yapıyordu. Hepsi farklı, hepsinin tarzı değişik. Kırıntı’da bir model, Cook Shop’da farklı bir model, Grissini aynı şekilde… Şişli Belediyesi bunların hepsinin düzenlenmesi için elinde geleni yapıyor. Bir model belirlenmiş, mekân sahiplerine “Al bunu yaptır” deniyor. Burada amaç sokakta olan sandalye ve masayı kaldırmak değil. Kesin yaygara yapanlar olacaktır. Ancak işin aslını bildiğim için yapılacak düzenlemelerle daha iyi olacağından eminim. Sonuçta Nişantaşı Avrupa yakasının kalbi. Tabii ki sarı çizgiler de olacak. Sana ayrılan mevcut yerin dışına çıkmayacaksın. En önemli konu bu aslında. Atiye’de her şey çok güzel ama boşluğu bulan sokağa sandalye atıyor. Bunun da bir sınırı olmalı. Belediye bununla ilgili de bir çalışma yapıyormuş. Tente ve sarı çizgi uygulaması aynı anda başlayacak. Sadece Atiye değil, Topağacı ve Teşvikiye’de de aynı düzenleme yapılacak. Öyle iki branda tak, haksız rekabet yap dönemi bitiyor. Bizim mekâncılara bırakırsan hepsi yoldan çıkıyor. Hatırlarsanız aynı şey Asmalımescit’te de oldu. Sokağa taştıkça taştılar. Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan başa çıkamayınca bir gecede hepsi kaldırıldı. Şimdi de sandalye var sokakta ama hepsinin sayısı belli. Asmalımescit’teki esnaf o kadar abartmıştı ki sokakta yürünmez hale gelmişti. Belediyelerin en hassas olduğu konulardan biri yürüyüş alanlarının kısıtlanmaması. Çünkü arabayla geçen var, tekerlekli sandalye kullanan var. Bunların hepsini düşünmek zorundalar. Ama mekân sahiplerinin böyle bir derdi yok. O yüzden boş bulduğu yere sandalye atmasa rahat edemez.