BALKANLAR’IN YENİ YILDIZI BELGRAD
GEÇEN hafta sonu, yeme-içmeye ve eğlenmeye düşkün dostlarımdan son zamanlarda adını sıkça duyduğum Belgrad’daydım. Bir grup gazeteci arkadaşımla vizesiz Belgrad turunu deneyimle şansımız oldu. En son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim; yurtdışında eğlenceli ve lezzetli bir hafta sonu kaçamağı yapmak isterseniz Belgrad en iyi alternatiflerden biri. Bir kere vize istemiyor ve 1 saat 15 dakikalık bir uçuşla oradasınız. Biz Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Pegasus ile Belgrad’a uçtuk.
BELGRAD’DA NELER YAPILIR?
Güneydoğu Avrupa’da Tuna ve Sava nehirlerinin birleştiği noktada bulunan Belgrad, zengin tarihi, mimarisi, müzeleri, renkli sokakları ve sıcakkanlı insanlarıyla harika bir şehir. Türkçe karşılığı ‘Beyaz Şehir’ olan Belgrad’da, tarihten eğlenceye, doğal güzelliklerden yerel lezzetlere kadar keşfedeceğiniz pek çok şey var. Tarihi birinci yüzyıla kadar uzanan ve Osmanlı’dan da izler taşıyan Belgrad’da, Kale Meydanı, Sokollu Mehmet Paşa Çeşmesi, Belgrad Galibi Heykeli, Fikirbayır, İstanbul Kapısı, Askeri Müze, Saat Kapı ve Müzesi, Nebojsa Kulesi, Bayraklı Camii, Çukurçeşme, kafe ve dükkânlarıyla ünlü Knez Mihailova Caddesi (İstiklal Caddesi’ni andırıyor), St. Sava Kilisesi ve Cumhuriyet Meydanı’nı mutlaka görmelisiniz. Bütün bu tarihi, doğal ve kültürel özelliklerinin yanı sıra Belgrad’ın asıl yıldızını parlatan lezzetli yemekleri, şık restoranları ve sabaha kadar süren renkli gece hayatı… O yüzden son yıllarda Avrupalıların yeme-içme ve eğlence için en çok tercih ettikleri şehirler arasında girdi. Parti dendiği zaman Avrupa’nın önde gelen ülkelerinden biri olan Belgrad, bu konuda haklı bir üne sahip. Sokaklar gece dolmaya başlıyor ve eğlencenin dozu sabaha kadar azalmak bilmiyor. Nehir üzerinde kurulu sayısız bar ve kulüp arasında karar vermek gerçekten zor.
MUTLAKA GİDİLMESİ GEREKEN YERLER
Belgrad’ın restoranları hakikaten çok temiz, şık ve klas. Açıkçası bu kadarını beklemiyordum. Hangi restorana gittiysek dekorasyonunu, ambiyansını, servisini ve tabii ki yemekleri çok beğendim. Hele Dijagonala (Zaplet2.0) adlı restorana bayıldım. Belgrad ve çevre ülkelerden gelen jet-set’in uğrak yeriymiş. Dünya mutfağından çok özel lezzetlerin yanı sıra Sırp mutfağının en iyi yemeklerini de burada yiyebilirsiniz. Bu arada Dijagonala da son zamanlarda trend olduğu üzere, ilerleyen saatlerde kulübe dönüyor. KlupKnjizevnika, yani Yazarlar Kulübü de şehrin en iyi restoranlarından. Fırınlanmış etlerini, ızgara isli peynirlerini ve tatlılarını mutlaka denenmelisiniz. Bu kadar şık ve güzel restoranlardaki fiyatlardan da biraz söz edeyim. Dijagonala’da 10 kişi yemek yedik, hem de ne yemek, neredeyse tüm mönü geldi masaya. Bir de 100 yıllık (abartmıyorum) bir şarap açtırdık. Hesap ne geldi biliyor musunuz: 450 Euro. Bizdeki muadili restoranlarla karşılaştırdığınızda ucuz kalıyorlar. Tabii bunda içkinin çok ucuz olmasının etkisi büyük. Yemekler, sunum, ambiyans muhteşem. Kimse kimseyi rahatsız etmiyor. Muhteşem güzel kadınlar cirit atıyor. Nereye bakacağını şaşırıyorsun. Bu kadar güzel kadını bir arada hiç görmedim. Gece kulüplerinde mutlaka rezervasyon isteniyor. Kulüpler saat 02.00 civarı dolmaya başlıyor ve gün ağarıncaya kadar hız kesmeden devam ediyor. En çok tercih edilen Frida olsa da hepsi görülmeye değer. Belgrad turu için en ideal zamanın bahar ve yaz ayları olduğunu unutmayın.