HomeUncategorizedBERGÜZAR KOREL’DEN İTİRAFLAR

BERGÜZAR KOREL’DEN İTİRAFLAR

BERGÜZAR KOREL’DEN İTİRAFLAR

Reyting rekortmeni dizilerin starı. Türkiye’nin en alımlı kadınlarından biri. Eşi Halit Ergenç’le Türkiye’nin rüya çiftlerinden… Yetmezmiş gibi sesi de çok güzel. Bergüzar Korel’le ilk albümü ‘Aykut Gürel Presents: Bergüzar Korel’i konuşmak için buluştuk. Evliliğinden şöhret sonrası yaşadıklarına her şeyiyle hayatını masaya yatırdık.

Sizi dizilerde şarkı söylerken görmüştük. Şimdi albümünüz de var. Artık şarkıcı mısınız?

– Hayır, değilim. Zaten birinin kapısını çalıp “Albüm yapmak istiyorum” asla diyemezdim. Bu projenin ortaya çıkması Aykut Bey’in (Gürel) beni seçmesiyle alakalı.Düzenlemeleri dinletince vuruldum. Sezen (Aksu) şarkılarının caz altyapılarda yeniden düzenlenme fikri çok hoşuma gitti.

Bütün şarkılar caz altyapılara sahip. Caz eğitiminiz var mı?

– Caz şarkıcısı değilim, kalbimden nasıl geliyorsa öyle söyledim. Bir cazcı olarak değil, oyuncu Bergüzar olarak seslendirdim.

Sezen Aksu dinleyip size bir yorum yaptı mı?

– Zamanında amatör bir kayıt yapıp Sezen Hanım’ın dizeleri Cemal Süreya’ya ait bir şarkısını söylemiştim. O kaydı dinledikten sonra “30’lu yaşlarının başında ne yaşadın da Cemal Süreya’yı böyle hissederek söylüyorsun” demişti. Albümün bitmiş halini dinlediğinde de güzel yorumlar yaptı.

Albümdeki şarkılardan sizin için en özeli hangisi?

– Proje bana geldiğinde şarkılar seçilmişti. Ben sadece ‘Hayat Sana Teşekkür Ederim’ şarkısını söylemek istedim ve onlar da albüme aldı.

BİREY OLARAK HİÇBİR ŞEYE KENDİM KARAR VEREMEZ HALE GELDİM

Halit Bey de şarkı söylüyor. Düet falan?

– Hiç aklımıza gelmedi. Ama isterim tabii.

Ya bir şey soracağım: Hep böyle prenses gibi mi yaşadınız?

– Prensesler gibi bir hayatım olmadı. Çocukluğuma dönüp baktığımda klasik bir Türk ailesi görüyorum. 2005’te babamı kaybetmem ve tanınmaya başlamamla hayat  değişti. Asıl zorluk ondan sonra başladı.

Ne gibi zorluklar?

– Düşün, 23 yaşımdaydım. Ve ‘Binbir Gece’ dizisiyle bir gecede herkes tarafından bilinir oldum.

Bu, oyuncu olmak isteyen herkesin hayalini kurduğu bir şey değil mi?

– Zordu. Kendimi ifade edemediğim, haksızlığa uğradığımı düşündüğüm senelerdi. Oyunculuğumla ilgili eleştiriler, haddini aşan açıklamalar halinde her gün gazetelerdeydi. Özel hayatım konusunda magazin sertti. Birey olarak hiçbir şeye kendim karar veremez hale geldim. Sabaha kadar oturup gazetelerde neler çıkacağını beklerdim. O yıllara dair hatırladığım en net his korku!

O eleştirilere inat, artık kendinizi ispatladığınıza inanıyor musunuz?

– ‘Karadayı’ benim için bir mihenk taşı. ‘Feride’ karakteriyle birçok ödül aldım. 30 yaşımdan sonra her şey yerine oturdu. Her kadının hayatında kendini keşfettiği bir yolculuk vardır. Ben o yolculuğa yeni başladım diyebilirim.

Sabahları sokakta eşofmanlı fotoğrafınız çekiliyor… Pazara gidiyorsunuz… Bütün bunlar starlığın kurallarına ne kadar uyuyor?

– Hiçbir zaman starlığa oynamadım. Sırf tanınıyorum diye sokağa makyaj yaparak çıkmam. Öyle bir düzenin bir parçası olamam. Yoksa nefes alamam.

Yıllardır dizi sektöründesiniz. Sizin için hep bölüm başına 50-100 bin gibi rakamlarda paralar kazandığınız yazılıyor. Doğru mu?

– O rakamlar büyük atmaca.

‘Binbir Gece’deki ahlaksız teklif ya da ‘Karadayı’daki öpüşme sahnesi… Bu tip sahneler üzerine günlerce konuşulmasını nasıl yorumluyorsunuz?

– Saçma. Ama dünyanın her yerinde cinsellik hâlâ dikkat çeken bir durum.

Cinselliğin hâlâ normalleşememesi ve bu kadar dikkat çekmesi sizi korkutuyor mu?

– Bir anne olarak çok korkuyorum. Kendimi çocuğuma “Aliciğim sana hiç kimse isteğinin dışında dokunamaz” derken buluyorum. Ne ara bu kadar kötüleşti dünya? Yoksa hep kötüydü de biz şimdi mi her şeyden haberdarız?!

Her şeyi bırakıp buralardan gitmek istediğiniz oluyor mu?

– Neden ülkemden gideyim? Burada doğurdum, burada yaşasın istiyorum. Tek korkum çocuğumu bu kötülüklerden nasıl koruyacağım.

Çözüm ne olabilir?

– Caydırıcı cezalar. Adam “Ben yaparım, yatarım, aftan çıkarım” diye düşünüyor. Caydıran bir şey yok. 

'HALİT DENDİĞİNDE AKLIMA İLK GELEN…'

Evlilikte altı yılı devirdiniz… Aşkın ömrü üç yıldır derler…

– Tabii ilk baştaki gibi elin ayağın titremiyor. Ama Ali ve Halit için Allah’a her gün  şükrediyorum.

Bu kadar göz önünde bir ilişkiyi yıllarca sağlam tutmanın yolu ne?

– Kapını kapatman gerek. Bunu da yıllar içerisinde öğrendim. Hayat, her gün yeni bir şey öğretiyor, büyüyorum.

Halit Ergenç denince aklınıza ilk gelen şey?

– Hoşgörü. Benim bile kendime acımasızlaştığım dönemde Halit bana değerimi hatırlatan insan.

Peki Halit Bey’in öpüşme sahnelerinde kıskanıp gerçekten seti bastınız mı?

– Sen de mi Hakan! (gülüyor) Tabii ki öyle bir şey yok. ‘Muhteşem Yüzyıl’ başlamadan iki sene önce bir Yunan kanalına verdiğim röportajı o diziyle harmanladılar ve böyle haberler çıktı. Yoksa Meryem’le ya da Halit’in hiçbir rol arkadaşıyla sorun yaşamadım.

 

 

İkinci kez anne olmayı düşünür müsünüz?

– Evet, bunun için sabırsızlanıyorum. Tabii ki önce sağlıklı olsun isterim ama bir de kızım olsa harika olur.

Bu sezon ikinizin de ekranda işi yok… Bu rahat vakitler nasıl geçiyor?

–  Evde Halit’le akşam birlikte televizyon izliyoruz. Yemekte hepimiz sofrada oluyoruz. Cihangir’de küçük bir kafe açtık.  Hafta sonları dükkâna gidiyoruz. Resme, tangoya başladım. Fotoğraf da çekiyorum. 

Bir de sergi açtınız…

– Kadınlar için bir sosyal sorumluluk projesi yapmak istedim. Memeder’le ortak bir proje geliştirdik. Meme kanserini yenmiş kadınların portrelerini çektim. Böyle önemli bir konuda yeterli farkındalığa sahip değiliz. Erken teşhiste kendi kendine muayeneyle hayatlar kurtulabiliyor.