HomeMagazinDİANA GÜLER YAZDI: ANDA KALABİLMEK VE ANDA KALABİLMENİN ZORLUĞU

DİANA GÜLER YAZDI: ANDA KALABİLMEK VE ANDA KALABİLMENİN ZORLUĞU

DİANA GÜLER YAZDI: ANDA KALABİLMEK VE ANDA KALABİLMENİN ZORLUĞU

Herkese yeni bir haftadan Merhaba,

Umarım bu hafta sizin için güzel ve keyifli geçiyordur. Bu hafta size ne yazacağım derken kendi paylaşımımla başlamak istiyorum.

Geçenlerde denize bakıyorum mutluyum, huzurluyum ama birden bir bakmışım kafamda yapılacaklar listesi belirmiş, anı yaşamak isterken ben burada ve şimdiyi kaçırıyordum. Tatile çıkıyorsunuz dünyanın en güzel yeri belki de ama o anda değilsiniz, arkadaşlarınızla oturuyorsunuz ama bir türlü onun söylediklerine konsantre olamıyorsunuz çünkü aklınızda bir sonraki gün için yapılacaklar listesi, deniz kenarındasınız çimler üzerine uzanmışsınız ama o ana adapte olamıyorsunuz. Danışanlarımla olan terapi seanslarımızda da bana yaşadıkları sorunlardan ya işe konsantre olamadıklarını, ya dersleri dinleyemediklerini ya da gittikleri spor salonlarında orada olamadıkları için rahatlayamadıklarını söylüyorlar. Hep benzer bir durum var, kısacası hep bir anda kalamama durumu söz konusu. Bunun için çeşitli yollar deniyorlar; yoga, meditasyon nefes terapisi Peki, Nedir bu anda kalmak? O anın tam olarak içinde olabilmek şimdi buradayım diyebilmek bunu hayatımızda ne kadar gerçekleştirebiliyoruz? Anın içinde ya geçmişin ruminasyonları( tekrarlayıcı bir şekilde gelişen düşüncelerin zihinde dönüp durması) ya da gelecek fantezileriyle anımızı yaşayamama durumu söz konusu böylece anımızı sürekli olarak kirletiyoruz ve bu an bir süre sonra geçmiş olarak adlandırılıyor. Eyvah , Yine bu anda kalamadık ve şimdi bu da geçmiş olarak kodlanacak.

Şimdi size danışanlarıma önerdiğim ve benim de sıklıkla kullandığım bir yöntemden bahsetmek istiyorum. Şimdi bir kutu hayal edin; bu kutu sandık gibi de olabilir sadece kutu olarak da düşünebilirsiniz. Size kalmış nasıl hayal ettiğiniz.

Bu kutu nasıl boyutlarda? Küçük, orta, büyük mü?

Bu kutunun nasıl bir rengi var? Etrafı nasıl? Düz mü, çizgileri, şeritleri var mı?

Bu kutunun bir kilidi var mı? Bizim için en önemlisi kapağı var mı? İstediğiniz zaman kapağını açıp kapatabiliyor musunuz?

Ve bu kutu nerede dursun?

Tüm bunları gözünüzün önüne getirmişsinizdir. Şimdi sizden tüm rahatsız eden düşüncelerinizi bu kutuya koymanızı ve kapağını kapatmanızı istiyorum. Bu kutunun kapağını açıp kapatmanın kontrolü sizin elinizde olacak. İşyerinizde önemli bir toplantıya gireceksiniz ama zihniniz orada değil , sınıfta ders dinlerken aklınıza birtakım düşünceler üşüşüyor ve dersi dinlemenize engel oluyor, arkadaşınızla önemli bir konuşma yapacaksınız ama onun söylediklerine bir türlü konsantre olamıyorsunuz yine zihin gitti başka yerlere; hadi kutuyu hayal edin ve kafanızda zihninizi meşgul eden tüm düşünce ve görüntüleri bu kutuya koyun,tabii boş kaldığınızda veya uygun olduğunuzda bu kutuyu açmak üzere. Sürekli olarak düşünceleri kutuya koymak ve geri açmamak bir süre sonra amacını yitirebilir. Kapanan malzemelerin belli zaman geçtikten sonra boş kaldığınızda çalışılmak üzere de açılması gerekir.

Bir sonraki yazıya kadar anı yaşayın, Carpe Diem….

Sevgiyle kalın.