“DUYGUSAL ŞİDDET DAHA ÇOK İZ BIRAKIR…”
‘Selam Dengesiz’ adlı albümüyle ses getiren Ayşe Hatun Önal; müzik dünyasında boşluk doldurmayı değil, kalıcı olmayı hedeflediğini söylüyor: Müzik olayında komple eksiğiz bence. Bir İngiliz grubu dinlediğimde bunu daha iyi anlıyorum. Peki neden eksiğiz? Bunun cevabı henüz verilmedi.
Ayşe Hatun Önal’ın Sabah Gazetesi’nden Yüksel Yavuz ile gerçekleştirdiği röportajı:
Müzik dünyasındaki yerini her geçen gün sağlamlaştıran Ayşe Hatun Önal, Sony Music’ten çıkan yeni albümü ‘Selam Dengesiz’ ile dinleyiciyle buluştu. ABD’de çölün ortasında çektiği klibiyle de adından söz ettiren Önal ile toplam 16 parçanın yer aldığı yeni albümünü konuştuk…
Yeni albümünüz ‘Selam Dengesiz’den şarkılar her yerde çalınmaya başladı. Nasıl bir albüm oldu?
10 şarkı ve onların versiyonlarıyla birlikte toplam 16 parça yer alıyor. Albümü yapmam 2.5-3 yıl sürdü ve çok güzel bir iş oldu. Elimde hep bir şeyler sürünür; bu albüm de biraz süründü. Söz, bir dahaki albümü süründürmeyeceğim! (Gülüyor) Bu albümde ilk kez İskender Paydaş ile çalıştık. İskender, can simidim oldu; ‘Dengesiz’ parçasının aranjesini yaptı. İsra Gülümser çok güzel şarkılar yazdı. ‘Olay’ın bestesi ise Mısırlı besteci Amr Mostafa’ya ait, sözleri de İsra’nın. Gülşah Tütüncü, Onur Özdemir, Gülhan ve Alper Narman’ın da imzaları var. ‘Dur Dünyam’ın sözü ve müziği ise bana ait. Sony Music de, ben de sonuçtan şimdiden memnunuz.
Son yıllarda sürekli yeni şarkılar yapıyorsunuz. Amerika’da kaldığınız zamanların acısını mı çıkarıyorsunuz?
Böyle acı çıkarma mı olur yahu! Başkaları yapacakları albümleri, şarkıları zamanında yapmışlar. O yüzden artık uzun sürelere yayarak bir şeyler yapıyorlar. Benim böyle bir durumum yok; sürekli üretmem lazım bu aralar. rıhanna’nın tasarımcısı hazırladı.
Amerika’ya bir gittiniz, yedi yıl kaldınız. Neden uzaklaşma gereği duydunuz?
O kadar uzun değildi aslında… Sadece buralarda görünmüyordum.
Burning Man Festivali’nde, çölde klip çekme fikri nasıl doğdu? Geçtiğimiz yıl Türkiye’den birçok ünlü isim de koşarak Burning Man’e gitmişti…
Aslında ilk planda Tuz Gölü de vardı. Çünkü Burning Man’de her yeri görüntülemek yasak. İnsanlar, görüntülerde yer alırlarsa dava açabilirler. Çölün ortasında, Kaliforniya’dan dört saat uzaklıkta bir yer… Festivalde kamp yapanlar her şeylerini alıp gidiyorlar. Suyun bittiğinde yan karavandan istiyorsun mesela… Sürekli parti yapılan bir yer. Klip kostümlerini; Pink, Rihanna, Madonna gibi yıldızların sahne kostümlerini tasarlayan, ABD’nin ünlü stil danışmanlarından Punk Kouture yaptı.
En sevilen şarkılarınız hep ‘eller havaya’ tarzında… Sizden romantik şarkı çıkmaz mı?
Aslında romantik bir şarkı yazdım ama albüme yetiştiremedim. Son dakikada koymaktan vazgeçtim.
Artık elektronik müzik denince akla siz geliyorsunuz. Sizce ülkemizde elektronik müzik tam anlamıyla tanınıyor mu?
Aman akla gelmesin sakın! Gençliğimde dinliyorlardı, yani ilkokulda… (Gülüyor) Artık herkes tarafından biliniyordur herhalde. İnternet çağı çünkü… Bizim çağımızda internet yoktu.
BOŞLUK DOLDURMAYA GELMEDİM
Dans dersleri aldınız, yurt dışında klip çekiyorsunuz. Amacınız; hem dans edip, hem şarkı söyleyen şarkıcı boşluğunu doldurmak mı?
Ben boşluk doldurmaya gelmedim; müzik olayında komple eksiğiz bence zaten. Mesela bir İngiliz grubu dinlediğimde, bu eksikliği daha fazla hissediyorum. ‘Neden?’ diye düşünüyorum ama buna henüz cevap verilmedi.
Sizin için sosyal medyada ‘hak ettiği değeri bulamayan şarkıcı’ diyorlar. Buna katılıyor musunuz?
Bunu ben söylesem, kafama yemediğim taş kalmaz! ‘Sen ne diyorsun!’ derler hemen. Biraz uzak durduğum için böyle bir algı var bence. Mesela ilk albüm yaptığımda sahneye çok fazla çıkmıyordum. ‘Çeksene Elini’ şarkısını yaptığım dönem, sahneye çıktığımda beş defa o parçayı çaldırıyorlardı. Albüm yapmama daha vakit olduğu için, sahneye çıkmıyordum. Az şarkım vardı. İstesem alırdım arkama dört vokal, başkalarının da şarkılarını söyler, inerdim sahneden. O zamanlar herkese “Daha vakti var” dedim.
Vakti geldi mi peki?
Geldi tabii ki… Şu anda eğlence sektörü durgun olduğundan sahneye çıkmadım sadece.
Bir röportajınızda “Huzur paradan daha önemli” demişsiniz. Buldunuz mu huzuru?
O zaman bir sıralama yapıyorduk. Bence hayatta her şeyin önemi var… Mesela 99 tane önemli şey varsa, birine sahip olmayınca eksik oluyor. Bence kalıcı huzur Zincirlikuyu’da…
‘BİRAZ MUTLULUK VERELİM’ DEDİK
Ülkece zor günler yaşadık. Birçok kişi albüm ve single’larını erteledi. Siz de ertelemeyi düşündünüz mü?
Düşündüm ve yılbaşından önce çalışmayı bıraktım aslında. O kadar ağır bir dönem yaşadık ki, çalışmak istemiyordum. Sonra baktım; bir şeyler üretmemiz lazım, ‘Hayat devam ediyor’ dedik. Bu topraklarda 5 bin yıldır savaş varmış, ben mi bitireceğim? ‘Bari biraz mutluluk verelim’ dedik.
‘Bir yaşa kadar çalışırım, sonra elimi ayağımı çekerim’ diyenlerden misiniz?
Geçenlerde oturup bunu düşündük. Nereye gideceğim ki! İşi gücü bırakırsam ne yapacağım? Zihin başka şeylere çalışır, kendimi yer bitiririm. Benim çalışmam lazım. Saat kaça kadar işe devam edersem edeyim, 20’li yaşların enerjisi olur bende. Benim işimde patron da, işçi de benim. Patron olarak, işçiye kızarsam işi bırakırım en fazla.
Çok ünlü arkadaşınız var mı?
Bir tek Tuba Ünsal’la arkadaşım; kahrımı sadece o çekiyor. Onun dışında kimseyle düzenli olarak görüşmüyorum.
Kendinizle aranız nasıl? Mutlu birisi misiniz?
Yarı yarıya iyiyim. Günün yarısı kavga ederim, diğer yarısı mutluyum.
Annelik hakkında konuştuğunuzu hiç duymadım. Size uzak bir konu mu?
Bazen, öyle düşünceler gelip gidiyor ama bilemiyorum. O duygu çok yüklü gelirse, yaparım.
DUYGUSAL ŞİDDET, FİZİKSEL ŞİDDETTEN DAHA ÇOK İZ BIRAKIR
Bugün Dünya Kadınlar Günü… Her gün gazetelerde şiddete maruz kalan kadınların haberlerini okuyoruz. Siz bunları görünce neler hissediyorsunuz?
Şiddet haberlerini her gördüğümde, hâlâ neden caydırıcı cezaların çıkarılamadığını düşünüyorum.
Psikolojik şiddet görenler de var; ihanete boyun eğmek zorunda kalan, ezilen de… Bu kadınlara ne tavsiyede bulunursunuz?
Duygusal şiddet, bedensel şiddetten daha çok iz bırakıyor bence ve geniş yelpazede zararları olabiliyor. Kadınların; hayatlarını birilerinin kompleksleri ve egoları uğruna tıkamamaları gerekiyor. Her türlü şiddete eğilimi olan kişiler, bundan bir hekim yardımı olmadan kurtulamayacağını unutmamalılar. Mutsuz bir ilişki yaşamak yerine, hayallerinin peşinden gitmeli ve kendi ayakları üzerinde yürümeliler.
AŞIK OLMADIĞIMI 10 YIL SONRA FARK ETTİM!
Bir şarkınızda ‘Sen ateşten bile olsan soyunup soyunup giyinirdim’ diyorsunuz. Aşıkken siz de ateşi giyer misiniz?
Giymez olur muyum, giyerim tabii…
Şu an aşık mısınız? Aşık olduğunuzda nasıl birine dönüşüyorsunuz?
Yıllar önce birine aşık olduğumu sanıyordum ama değilmişim! Bir de yakın zamanda bir denemem oldu ama değilmiş.
Aşık olmadığınızı nasıl anladınız peki?
10 sene sonra fark ettim… Öküzün biriymiş meğerse! (Gülüyor)