Erol Sabancı’nın damadından nafaka şoku
26 yıllık eşi evden kovunca 250 bin lira nafaka istedi
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erol Sabancı’nın iş kadını kızı Çiğdem Sabancı Bilen’in kendisini evden kovduğunu ve asılsız iddialarla boşanma davası açtığını öne süren 26 yıllık eşi, iş insanı Faruk Bilen, 250 bin liralık nafaka davası açtı. Eşinin evdeki kişisel eşyalarını vermeden kendisini evden kovduğunu dilekçesinde belirten Faruk Bilen, ağır mağduriyet yaşadığını ve yoksunluklara sürüklendiğini ileri sürdü.
‘BER ARTIK DOLCE VİTA BİR HAYATA GEÇİYORUM’
İstanbul Aile Mahkemesi’ne açılan davaya göre, Türk bankacılık sektörünün duayenlerinden olan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erol Sabancı’nın kızı Çiğdem Sabancı Bilen ile iş insanı Faruk Bilen, 1996 yılında evlendi. Çiftin bu evliliğinden 2 kız çocuğu dünyaya geldi. Çiftin evliliği son derece mutlu ve huzurlu şekilde devam ediyordu. İddiaya göre son bir ay içerisinde Faruk Bilen’i derinden sarsan, fiziksel olarak hastanelik eden, şeref, haysiyet ve kişiliğini ağır derecede yaralayan ve sıradan bir otel odasında yaşamaya mahkum edecek kadar kör noktaya getiren birtakım olaylar yaşandı. Tüm bu olayların sorumlusunun Çiğdem Sabancı Bilen olduğunu dava dilekçesinde anlatan Faruk Bilen’in avukatı Handan Bakbak, “Çiğdem Sabancı Bilen, 50 yaşını aşmanın ve her kadının geçirmekte olduğu menopoz döneminin iniş çıkışlarıyla birdenbire, ‘Ben artık Dolce Vita bir hayata geçiyorum. İstediğim gibi gezip eğleneceğim. Kendi arkadaşlarımla özgürce seyahat edeceğim’ şeklinde konuşarak, bunca yıldır sergilediği efendi, sakin eş ve yuvasına bağlı tavrını bir kenara atmış, özgürlüğünü ilan etmiştir. Çiğdem hanım alkol tükettikten sonra, ‘oturduğumuz ev benim’, ‘altındaki araba benim’ diyerek sürekli müvekkili aşağılamış ve incitmişir. Müvekkil, kayınpederi Erol Sabancı’ya olan bağlılığı nedeniyle eşinin bu tutumuna sessiz kalmıştır” dedi.
EROL SABANCI, “BEN YAŞLANDIM, BENİ BU İŞE KARIŞTIRMAYIN”
Çiğdem Sabancı Bilen’in 27 Ekim gecesi Amerika’daki evlerinde alkol alarak taşkınlık çıkardığını dilekçesinde belirten avukat Handan Bakbak, “Gözünde arpacık çıkan müvekkil, eşinden damla dökmesini rica etmiştir. Ancak Çiğdem hanım müvekkili evden kovmuş ve aşağılamıştır. Ancak çift bir araya gelmiş, bir otelde güzel vakit geçirmiştir. Müvekkil iş seyahati için Zürih’e gitmiştir. O sırada asistanı, ‘Faruk bey, Çiğdem hanımın bir mesajı var. Eve gelmesin, onu eve almayacağını söylemiştir. Çiğdem hanım sosyal medya hesabından da ‘Bilen’ soy ismini silmiştir. Avukatı da, bir protokol sunarak başka bir yerde kalmasını müvekkile söylemiştir. Müvekkil bu olanların ardından hemen müvekkili Erol Sabancı’yı aramıştır. Erol bey de, ‘Ben yaşlandım, beni bu işe karıştırmayın. Bu iş çoktan bitmiş, seni severim, üzgünüm’ demesi üzerine müvekkil, iş için gittiği Zürih’te fenalaşmış ve kardeşini aramıştır. Müvekkil kardeşiyle İstanbul’a dönmüştür” dedi.
EVDEN ATILINCA 250 BİN LİRALIK NAFAKA DAVASI AÇTI
Avukat Handan Bakbak dilekçesinde şu ifadelere yer verdi: “Çiğdem hanım, aile mahkemesine başvurarak müvekkilin sürekli otellerde kaldığını, eve gelmediğini belirterek boşanma davası açmıştır. Gerçek olan şudur ki, müvekkil evden ayrılmamış, apar topar, son derece çirkin ve yakışıksız bir şekilde hatta yol dönüşü eve girmeden atılmıştır. Müvekkilin kişisel eşyalarından hiçbirisi verilmemiştir. Ne iç ne de dış giyimi olmadan kapıya konmasının sonucunda en önemli talebimiz nafakadır. Çiğdem hanımın ailesinden ve soy isminden aldığı kötü niyetle hızlı gelişen süreç, müvekkilin aile şirketlerindeki varlığının da sonuna geldiğinin ciddi bir emaresidir. Müvekkilin, eşi ile beraberken yaşadığı koşulların çok daha altında bir yaşam oluşturması hem kendine, konumuna, çocuklarına ve çevresine karşı duruş ve itibarını sarsmayacak bir düzen kurması için 250 bin lira nafakanın Çiğdem hanımdan tahsilini istiyoruz. Ayrıca Sabancı Holding’in kiraladığı araçlardan olan ve danışman olan müvekkilin zilyetliğindeki makam aracının da yargılama boyunca müvekkile tahsis edilmesini talep ediyoruz”