HomeMagazinGUPSE ÖZAY: KADIN GÜÇLENDİKÇE SIKINTIYA KATLANAMIYOR

GUPSE ÖZAY: KADIN GÜÇLENDİKÇE SIKINTIYA KATLANAMIYOR

GUPSE ÖZAY: KADIN GÜÇLENDİKÇE SIKINTIYA KATLANAMIYOR

‘Tatlım Tatlım’ filminde rol alan Gupse Özay, kadın-erkek ilişkilerinin yıllardır değişmediğini ama kadının güçlendikçe sıkıntıya katlanamadığını söyledi. Partneri Fatih Artman ise “Erkekte hiçbir değişme yok, hâlâ çorabını yere atıyor” dedi.

Yılmaz Erdoğan ile Demet Akbağ’ın oynadıkları ‘Haybeden Gerçeküstü Aşk’ oyununun sinema versiyonu ‘Tatlım Tatlım’, vizyona girdi. Erdoğan’ın yazıp yönettiği filmi, başrol oyuncuları Gupse Özay ve Fatih Artman’la konuştuk.

‘Tatlım Tatlım’ın eğlenceli bir hikayesi var. İçinde olmaktan keyif aldınız mı?

Gupse Özay: Çok keyif aldım. Muhteşem bir oyunu vardı, onun filme dönüşmüş hali. Toplantıda cast’ı görünce “Allah” dedim, şampiyonlar ligi gibi. O cast neler yapmış hayal etsinler…

Fatih Artman: Yılmaz Abi’yle çalışmak ‘Ekşi Elmalar’da deneyimlediğim bir şeydi. Gupse’yi de çok beğeniyordum. Böyle bir ekibin içinde olmak çok mutlu etti.

Daha önceden tanışıyor muydunuz?

G.Ö.: Merhabamız vardı. Fatih, şu an hayatımdaki en önemli insanlardan biri.

F.A.: Benim için de öyle. Gupse’nin hayat enerjisi o kadar kuvvetli ki, karşı tarafı da yükseltebiliyor. Onunla tanıştığım için çok mutluyum.

G.Ö.: Hediye gibi bir film oldu bize.

Filmde dört çiftin hikayesini izliyoruz. Sizin canlandırdığınız ikili nasıl bir çift?

F.A.: İlişki sürecini dört farklı kadın ve erkekten izliyoruz. Çiftlerin adı yok, birbirlerine “Tatlım” diye hitap ediyorlar.

G.Ö.: Diğer çiftlerden farkımız Fatih’in iki metre olması (gülüyor). Giriş, gelişme ve sonuç gibi bakarsak, bütün ilişkiler birbirine benzer.

Tanışma heyecanı, birbirini tanıma, biraz kavga gürültü, sonra bir dönemeç geliyor; emek verecek misin yoksa kaçacak mısın? Bu süreçleri değerlendiren bir film. Biz de simgesel olarak o çiftleri yansıtıyoruz.

‘Görümce’de de sizin kaleminizden kadın-erkek ilişkisini izledik. Çok kafa yorar mısınız ilişkilere?

G.Ö.: Benim kafa yorduğum şey, genelde insan psikolojisi oluyor. İlişki de iki insan psikolojisinin çatışması olduğu için tabii ki ilgimi çekiyor.

Yılmaz Erdoğan da o kadar güzel diyaloglar yazmış ki, izleyenler “Aynı biz” diyecekler.

Siz hangi noktalarda “Aynı biz” dediniz?

G.Ö.: “Çorapların niye ortada?” mesela, benim de annemden duyduğum bir laf. Erkeklerle kadınlar çok farklı ya… Kadın daha ayrıntıcı, naif, hassas ve beklentili. Erkek, bodoslama ve sonuca yönelik.

F.A.: Erkeklerin kadınlar hakkında söylediği belli şeyler var; çok karışıklar, detaycılar, haklıyken haksız duruma düşüyorlar. İki tarafın birbirini anlayamadığı tartışma düzlemi oluyor ya, ben de onu kendime yakın görebilirim.

“Annem babamın çorabına takardı” dediniz. Kadın-erkek ilişkilerinde hiçbir şey değişmedi mi?

G.Ö.: Değişmedi ancak şu olabilir; kadın güçlendikçe tahammül etmeme şansı doğdu. Şu anda kolay kolay sıkıntıya katlanamıyor. ‘Hadi ben gidiyorum’culuk daha fazla.

F.A.: Erkekte hiçbir değişme yok, hâlâ yere çorabını atıyor (gülüyor).

G.Ö.: İçgüdüsel olarak birbirini yanlış anlamayamahkumlar.

‘Dizi konusunda şanslıyım’

Bugüne kadar hep iyi dizilerde rol aldınız. Şimdi de ‘Vatanım Sensin’de izliyoruz sizi.

F.A: Gerçekten şanslıyım, rol aldığım diziler: ‘Behzat Ç.’, ‘Beş Kardeş’ ve ‘Vatanım Sensin’. Biraz da bu şansı yaratmaya, güzel işleri tercih etmeye çalışıyorum. Bekleyişler oluyor ama karşılığını alınca mutlu oluyorsun. ‘Vatanım Sensin’de oynadığım için mutlu ve gururluyum. İnşallah bundan sonra yine böyle güzel işlerde yer alırım. Belki Gupse ile beraber oynarız.

Belki ikna edersiniz. Dizilerde rol almayı düşünüyor musunuz?

G:Ö: Ben de dizi konusunda çok şanslıyım, ilk başladığım proje Gülse’nin (Birsel) kaleminden ‘Yalan Dünya’. Zirvede başladım diyebilirim. Bu süreçte hem Gülse yazmadı hem de çalışma saatleri gerçekten çok uzun. Benim kedilerim, köpeklerim, domateslerim var… Sıkıntıya gelemiyorum galiba. Bir de sinemada başarı sağladım, seyirciyle orada buluşabiliyorum. Mutlu olmak için yaptığım işten zevk almam lazım. Ama şimdi dijital dünyada hareketlenmeler var, belki dizi olacaksa süreler düzelmezse televizyona değil de oraya herhangi bir şey yapabilirim.

‘Emek verdiğim bir ilişki yaşıyorum’

Siz kaçan taraf mısınız yoksa emek veren taraf mı?

F.A: Emek veren tarafım diyebilirim.

Siz de Barış Arduç’la emek verilen bir ilişki yaşıyorsunuz, aileler tanışmış…

G:Ö: O haberler her zamanki gibi biraz yanlış. Zaten çoktan tanıştılar. Özel hayatla ilgili sorulara cevap vermiyorum çünkü hiç doğru bir şey okumadık kendimizle ilgili. Ama evet, şu an emek verdiğim bir ilişki yaşıyorum.

Milliyet-Senem Aydın