HANDE DOĞANDEMİR HANGİ PROJELERDE YER ALMAK İSTİYOR?
Bir şampuan markasının reklam yüzü olan Hande Doğandemir Sözcü gazetesinin sorularını yanıtladı.
Biz Hande Doğandemir’i sadece oyuncu kimliğiyle tanıyorsak da o aslında bir sosyolog. İletişim sosyolojisi hakkında araştırmalar yapan, kamera arkasında çalışan Doğandemir, oyunculuk yapmaya başladıktan sonra da toplumsal duyarlığını bir kenarda bırakmamış.
Ufak farklılıklar kocaman sonuçlar doğurabilir
Bana bir şeyler katabilecek projelerde yer almak istiyorum.
– Oyunculuk anlamında şu an üzerinde çalıştığınız bir proje var mı?
Şu an okuduğum ve değerlendirdiğim projeler var ancak karar verirken acele etmek istemiyorum. Amacım, yapmaktan keyif aldığım ve bana gerçekten bir şeyler katabilecek projelerde yer almak. Bu zamanı, beslendiğim ve daha iyi projelere hazırlandığım bir süreç olarak düşünüyorum.
– 2017 yılına dair dilekleriniz neler?
Toplum olarak zor bir yıl geçirdik. Öncelikli dileğim, bu senenin bir önceki yılın yaralarını sarabildiğimiz, daha aydınlık bir yıl olması. 2017 benim için çok daha enerjik, huzurlu ve mutlu başladı. Bunun tüm hayatıma, aynı zamanda da yer alacağım projelere yansıyacağını düşünüyorum. Üretmek kendi içimizde başlayan bir eylem. Bazen kendinizle baş başa kalıp üretkenliğinizin zirvesinde olabilirsiniz. Bazen yaptığınız ufacık farklılıklar hayatta ve hatta bazen dünyada kocaman değişikliklere neden olabilir. Kendi içimde enerjisi yüksek, keyifli ve heyecanlıyım, bu yılın tamamında böyle devam etmesini diliyorum.
Markalarımız, toplum bilincimiz…
– Teklifi ilk aldığınız anda neler hissettiniz?
Çocukluğuma dair anılarda bile yer alan bir markanın bu teklifle bana gelmesi mutluluk vericiydi. Düşünün ki, bir gün şampuan dendiğinde aklınıza ilk gelen markanın yüzü olmak için teklif alıyorsunuz. Bu gerçekten çok heyecan verici!
– Sosyolog yönünüzle ele alırsanız, ortak olarak sahiplendiğimiz markaları neden sevdiğimizi nasıl açıklıyorsunuz?
Üniversitede okuduğum bölümle ilgili olarak markalar ve bireyler arasındaki ilişki hakkında araştırma yapmıştım. Mesela, son zamanlarda popüler olan vintage ürünler aslında geçmişe duyulan özlemin farklı bir yansıması. Toplumumuzun geleneklerle beslenen ve onları sahiplenen bir tarafı var. Geçmişin kokusunu hatırlatan şeyleri hayatımızda tutmak ve ona sarılmak mutluluğu yaşamanın farklı bir yolu. Bu anlamda da bazı markalar gerçekten sizin bir döneme ait olduğunuzu hissettiriyor. Markaya olan aitlik hissi, sahiplenme ve özlem duygusu doğrudan toplumun bilincini etkiliyor ve hiç kuşkusuz bir anlamda sizi güvende de hissettiriyor.
– Gerçek saçınız kıvırcık değil mi? Bakımı zor oluyor mu?
Her ne kadar bakımı zor olsa da kıvırcık saçlarımı çok seviyorum. Bu sebeple de saçlarım için yıllardır en iyi ürünleri kullanıyorum. Bir yandan da hassas ve alerjiye yatkın bir saç derim var. Hatta bu sebeple saçlarımı boyatamıyorum ve doğal içerikli ürünler kullanmam gerekiyor.
– Bu arada ünlü bir markanın yüzü oldunuz. Bu çalışma sizin için ne ifade ediyor?
Blendax gibi köklü bir markanın yüzü olmak benim için gurur verici. Meslek hayatımda içime sinmeyen ve kendimle bağdaştıramadığım işbirliklerinden kaçınmaya hep gayret ettim. Ben sahiplenebileceğim işlere dahil olmayı tercih ediyorum. Bu markanın doğal, sıcak, enerjik dünyası benimle örtüşüyor. Tabii ki bu sinerji çalışmamızın sonuçlarına da yansıyor.
Empati kurabilmek önemli
– Bu tecrübe size neler kattı?
Bizim yaptığımız tamamen bir ekip işi. Bu tecrübe bana tüm ekiple empati kurabilmeyi, işin matematiğini anlamayı, konuya teknik olarak hakim olabilmeyi, şartları en iyi şekilde değerlendirmeyi öğretti. Nitekim zor şartlarda çalışsak bile ekip ruhunu kaybetmemek hepimizin en önemli dayanağı.
Yasemin Candemir / Sözcü