HomeUncategorizedLÜKS OTOMOBİLE VE SEYAHATE PARA HARCAMAM

LÜKS OTOMOBİLE VE SEYAHATE PARA HARCAMAM

LÜKS OTOMOBİLE VE SEYAHATE PARA HARCAMAM

Dramaların yanı sıra komedi filmleriyle de beyazperdede yer alan bir oyuncu James Franco… “The Interview” ve “Pineapple Express”ten sonra yine bir komedi filmi olan “Why Him”le sinemaseverlerin karşısına çıkan oyuncu, Los Angeles’ta Barbaros Tapan’la buluştu, sorularını yanıtladı.

Son filminiz “Why Him” 23 Aralık’ta Amerika’da gösterime girdi. Çok da eğlenceli bir film… Siz o sahneleri çekerken gülmeden nasıl durdunuz?
– Gerçekten çok eğlenceli bir setti. Hem film hem de oyuncular komikti. Ama ben zaten Seth Rogan’dan deneyimliyim. “The Interview”u çekerken sette defalarca gülmekten katılmıştık. Biz çok eğlensek de sahneler o arada berbat oluyor tabii. 

Ne yapıyorsunuz peki bunun önüne geçmek için?
– Diyelim çok komik bir sahne çekiyoruz, içimden katılarak gülmek gelse de kendimi tutmaya çalışıyorum. Sahneye yüzde 100 girip o şekilde oynamaya gayret ediyorum. Ben de yönetmenlik yaptığım için gülme krizlerinin sahneleri berbat edip yönetmeni çileden çıkardığını çok iyi biliyorum.

Aynı zamanda başarılı bir yönetmen ve yazarsınız. Biraz yazarlık hakkında konuşmak istiyorum. Yazmaya nasıl zaman buluyorsunuz?
– Yazmayı alışkanlık haline getirdim. Dünyanın en önemli yazarlık programlarından üçüne katıldım, hepsini bitirdim. Bu okullara gitmemin, o yoğun programları bitirmemin sebebi, beni yazmaya zorlamalarıydı. Eğer yazmazsam hayatım sadece oyuncu olarak organize edilecek. Bir filme başla bitir, sonra başka filme başla bitir ve hayat bu şekilde geçsin. Okullar, zamanımı farklı ilgi alanlarına bölmeyi öğretti. Artık bir projede oyuncu olarak yer alsam da, yönetsem de, her gün bir ya da iki saatimi mutlaka yazmaya ayırıyorum.

YA EVİ YA RESİMLERİ SATMAM GEREKİYORDU, EVİ SEÇTİM!
Filmde bir milyarderi canlandırıyorsunuz. Gerçek hayatta parayla aranız nasıl?
– Bilmem. İyi mi kötü mü hiç düşünmedim. Uzun süre sanat eseri koleksiyonu yaptım, en kıymetli resimleri satın aldım. Sonra bir ara yine okula dönmeye karar verdim ve çalışmayı azalttım. Finans müdürüm “Ya evi ya da eserleri satacaksın” dedi, ben de evi sattım!

Hangi okuldu?
– O kadar çok okula gittim ki (gülüyor)… Yıllarca yazmak, film yapmak ve sanat için okudum, sonra Yale’de edebiyat doktoramı yaptım. İlgili olduğum her şeyi keşfetmeyi ve araştırmayı seviyorum, o yüzden de okullar ve öğrencilik hayatımın her zaman önemli bir parçası olacak.

Aynı zamanda New York Üniversitesi ve USC’de öğretmenlik yapıyorsunuz…
– Evet, dedim ya okul her zaman hayatımın bir parçası…

Ama ev sizi kurtarmamış, bu okullar yüzünden koleksiyonunuzu da satmışsınız diye duydum…
– Evet, bir kısmını sattım. Öğrencilerime ve bazı projelere yatırım yapmam gerekiyordu. İnandığım projeler ve eğitim için çok para harcadım. Lüks seyahatlere, lüks arabalara para harcamam zaten. İki tane Toyota Prius’um var, biri benim diğeri de asistanımın, o kadar. Paramı sanat eserlerine ve projelere harcıyorum ben…

Peki stüdyo filmleri…
– O filmlerden kazandığım paraları kendi projelerim için harcayıp yaratıcı ihtiyaçlarımı, arzularımı tatmin ediyorum.

İNSANLAR BENİM İÇİN “COOL” DEMESE DE OLUR ARTIK
Gelelim sosyal medyaya… Çok aktifsiniz sosyal medyada.
– Evet, sosyal medya ile aram iyi, hiçbir problemim yok. Zaten oyuncuyum, ünlüyüm, insanlar benimle ilgili yazıp çiziyor, filmlerimi izliyor. Herkesin zaten hakkımda bir fikri var, neden kendi hesabımdan aynı şeyi yapmayayım? Neden insanlarla herhangi bir konu hakkında ya da işimle ilgili hislerimi paylaşmayayım? Ama bir şey itiraf etmeliyim, ben de herkes gibi sosyal medyayı öğrenme aşamasından geçtim.

Nasıl yani?
– Bazı şeyleri paylaşıp tepkiler alıp, farkına varma durumu… Bir kere başına gelince daha dikkatli oluyorsun.

İnsanların sizin hakkınızda düşündüklerine önem vermiyorsunuz gibi görünüyor oysa… Tepkiler sizi etkiledi mi yani?
– Önem vermemek değil bu… Önem veriyorum ama öyle bir noktadayım ki kaygılanmayı bıraktım. Benim hakkımda hissettikleri için kaygılanmıyorum, hislerini değiştirmek ya da kontrol etme çabasında değilim artık. Kontrol edilmiyor çünkü! İnsanların beni benim gözümden görmesini sağlayamam, onlar ne isterlerse öyle görüp öyle düşünecekler. Gençken durum farklıydı, benim için “Ne kadar cool” denmesini isterdim. Artık yaptığım projeler ve ilgili olduğum konularla ilgili endişelerim var.

JAMES FRANKO KİMDİR?
1978 California doğumlu oyuncu, yazar, yönetmen ve akademisyen… 2002 yılında James Dean’in hayatını oynadığı filmle Golden Globe ödülü kazandı. 2011’de 127 Saat’teki performansı ile Oscar adaylığına hak kazandı. Kendisinin de en iyi oyuncu dalında aday olduğu Oscar ödül törenini Anne Hathaway ile birlikte sunan James Franco, her ne kadar Oscar’ı kazanamasa da “127 Saat” ile 8 büyük festivalde en iyi erkek oyuncu seçildi. Yayınlanan birçok kitabı da bulunan Franco, genç neslin en yetenekli oyuncularından biri kabul ediliyor.