HomeMagazinNİHAN TARHAN: OYUNCULUKTA SINIRLARIM YOK

NİHAN TARHAN: OYUNCULUKTA SINIRLARIM YOK

NİHAN TARHAN: OYUNCULUKTA SINIRLARIM YOK

Başrollerinde Anıl Altan, İskui Baldzhian, Ali Buhara Mete ve Nihan Tarhan’ın yer aldığı ‘Yarım Kalan’ sinema filmi, 8 Eylül’de beyazperdede izleyiciyle buluştu.

Filmde canlandırdığı ‘Merve’ karakteri ile dikkatleri üzerine toplayan güzel oyuncu Nihan Tarhan ile geçtiğimiz gün Taksim Melekler Kahvesi’nde bir araya gelerek, keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Başrolünde yer aldığınız ‘Yarım Kalan’ sinema filmi geçtiğimiz hafta vizyona girdi. Canlandırdığınız karakterden ve bu filme nasıl dâhil olduğunuzdan başlayalım.

Daha önce yapım şirketinin, fotoğraflarıma bakarak beğenmesi ve bize ulaşması sonucu bu projeye dâhil oldum. Görüşmeye gider gitmez; ‘Evet! Merve geldi.’ diye girdim içeriye. Çünkü enerjisi yüksek bir karakter arıyorlardı. Bir aşk hikâyesi… Ben ise aşk üçgeninde arada kalan, sarışın ve sinsi bir kızı oynuyorum.

Senaryo geldiğinde neler hissettiniz?

Ben de senaryoyu okuduğumda, ‘Merve ben olmalıyım.’ dedim. Bu karakterin benim için en önemli özelliği, enerjisi çok yüksek bir kız olmasıydı. Fakat böyle bir karakteri daha önce oynamadığım için de bir o kadar heyecanlandım.

Çekimleriniz nasıl geçti?

Benim sahnelerimin çekimi 3 gün, setin tamamı ise 10 gün sürdü. Çok hızlı, bir o kadar da stresi az bir setti. Bunun sebebi de yönetmenimiz Emre Yılmaz’dır. İşini ve ne istediğini çok iyi bilen bir yönetmen. İskui, Türkçe bilmiyor ve onun sahnelerini çekerken çok eğlendik. Mesela, Türk Kahvesi derken gösterdiği şeyin Türk Kahvesi olduğunu bilmiyor. Bizim karşılıklı oynadığımız sahnelerde ise, benim yakın planlarım çekilirken kullandığı alakasız kelimeler beni ve bütün seti çok güldürdü.

Peki, filmle ilgili yorumlar nasıl?

Çok güzel yorumlar alıyorum kendimle ilgili. Özellikle Atilla Dorsay’ın yazısı beni çok mutlu etti. Çünkü beklentiler üzerine kurulu bir film değildi benim için. Geçen yaz çektik, çok zaman geçti üzerinden. Galadan çıkan film eleştirmenlerinin benim için olan güzel yorumları da unutulmazlarım arasına girdi.

Bundan sonra nasıl bir karakteri canlandırmak istiyorsunuz?

Maalesef bu klişe bende yok. İş bana geldiğinde, heyecanlanıp heyecanlanmama durumuma bakıyorum. Bazı işler, beni heyecanlandırmadığı zaman görüşmeye bile gitmek istemiyorum. Ama bazı işler de oluyor ki, daha görüşmesine giderken sette nasıl hareket edeceğime kadar hayal ediyorum.

Dizi kariyeriniz ‘Babam Sınıfta Kaldı’ ile başladı. Dizide canlandırdığınız ‘Asiye’ karakteri hala daha hafızalardan silinmedi.

Evet, hala daha ekmeğini yiyorum. (Gülüyorum) Şu an imajımı değiştirdiğim için ‘Siz, Asiye miydiniz?’ diye soranlar yine oluyor ama eskisi kadar değil. Babam Sınıfta Kaldı, döneminin en özel işlerinden biriydi. Çok izlenildi, çok sevildi. Devamında yer aldığım dizilerin hiç biri Babam Sınıfta Kaldı etkisi yaratmadı ve onun kadar uzun süreli olmadı.

Genç karakterleri oynamaktan sıkılmadınız mı? Şu anki yaşınızdan daha olgun bir karakteri oynamak ister miydiniz?

Genç gösterdiğim için tercih ediliyorum. Ama daha olgun bir karakteri oynamayı kim istemez ki? Buna biraz yapımcı ve yönetmen karar veriyor. Belki tiyatro ve sinema filmlerinde bana bu konuda şans tanınabilir ama dizide biraz zor.

Peki, dış görünüşünüzü bir karakter için tamamen değiştirir misiniz?

Oyunculukta, dış görünüşüm ile alakalı her şeyi yapabilirim. Hatta şu an hazırlandığım sinema filmi için de büyük değişiklikler yapıyorum. Şimdiden 4 kilo verdim bile.

Tiyatro hayatınızdan da bahsedelim. Birçok oyunda yer aldınız, yer almaya da devam ediyorsunuz…

Evet, tiyatro oyuncuyu aktif tutar. Dizi ya da sinema filmi olmadığı zaman duruyorsunuz fakat tiyatro hayatınızda olduğu zaman durmak yok. Son iki yıldır iki oyun birden oynuyorum. Şu anda da iki oyunla anlaştım. Biri, ‘Kaç Baba Kaç’ (Gülüyor) Ekip çok güzel; ‘Ferdi Akarnur, İrfan Kangı, Merve Sevi, Hakan Bulut’ gibi birçok isim yer alıyor. 14 Ekim’de oynamaya başlıyoruz.

Bundan sonrası için planınız ne? Teklifler geliyor mu?

Gelen teklifler var, çok iyi de bir menajerim var; Tümay Özokur. Ben oyunculuk adına kendi üzerime düşen görevleri yapıyorum, Tümay Hanım’da benim için elinden gelenin fazlasını yaparak doğru projeyi seçmeye çalışıyor.

Türkan Şoray kurallarınız var mı?

Nihan’ın kendi hayatında kuralları var. Oynayacağım karakterin kurallarına ise, oynayacağım karakterin hikâyesine göre karar veririm. Benim canlandıracağım bir karakterden bu isteniyorsa, benim değil karakterin yapıp yapmayacağına bakarım. Çünkü Nihan’ın özel hayatında ne yapıp, yapmayacağı kimseyi ilgilendirmez. Oyunculukta çok fazla sınır olmamalı.

Peki, oyuncu olmasaydınız ne olurdunuz? Bilmediğimiz hangi yetenekleriniz var?

Şarkı söylüyorum. Çünkü müzisyen bir aileden geliyorum. Müziğin içerisine doğdum diyebilirim. Ama şarkıcı olmazdım. Babamla birlikte çok küçük yaşlarda animasyonlara çıkarak, alkışın tadını fazlasıyla aldım. Oyunculuk benim için her zaman en büyük tutkuydu, başka bir şey hiç düşünmedim.

Son olarak, yakında çekimlerine başlayacağınız, iddialı sinema filmi hakkında bizlere birkaç tüyo verir misiniz?

Yönetmenimiz, henüz detay paylaşmamızı istemiyor. Fakat filmin de, benim de karakter için hazırlıkları başladı. Ekim’de çekimler başlayacak. Bu filme hazırlanırken, karakterin saçından tırnağına her şeyiyle ilgileniyorum. Bu süreçte karakterin günlüğünü tutmaya bile başladım. Benim için çok değerli bir proje olacak. Spor için, Göker Murat Dönmez ile sıkı bir kampa girdik. Sağ olsun, benimle çok özel ilgileniyor.