YAZARIMIZ SUNA AYDIN,ÖZGE PEKER İLE HEM MUTFAĞA GİRDİ HEM DE ÖZEL HAYATI HAKKINDA KONUŞTU
Merhaba sevgili okurlar bu hafta cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Özge Peker ve çocukları (Bogaçhan Talha, Lina Peker) mutfağına konuk oldum.
Yemeklerimi yerken sosyal ve özel hayatla ilgili birçok şey konuştuk. Özge Peker evini,eşini ve çocuklarını anlattı… Hemde bizlere ‘Siyez bulgurlu kinoalı çilek salatası’ yaptı. Tabii ki müthiş olmuştu. Sohbet arasında dayanamadık yedik. Şimdi biraz da Özge Peker’i tanıyalım…
Çok fazla sosyal sorumluluk projesine katılıyorsunuz,geçenlerde yaptığınız Hunny Bunny projesinin sonuçlarını aldınız mı?
Bizim çocuklarımız gönüllerince eğlenebiliyorlar, biz istiyoruz ki tüm çocukların eşit şartlarda eğlenmeye hakkı olsun. Bu yüzden Hunny Bunny çocuk şenliğini yaptık. Balo salonunu tamamen çocuk karnavalına dönüştürdük. Çocuklar çok eğlendiler,çok değerli sanatçılarımız bize destek amaçlı yanımızda oldular. Benim için her çocuk çok kıymetli.
Sadece Suriyeli çocuklar mı vardı?
Hayır. Down sendromlu, kanser hastası ve kimsesiz çocuklarımıza da ev sahipliği yaptık. O gün çocuklarımız dilediğince eğlendi, yemeklerini yedi, sanatçılarımızı dinledi. Ardından çocukların göz taramalarını ve diş kontrolleri yapıldı. Giderken bütün çocuklara hediyelerimiz oldu. Dışarıda bir kermes alanı yaptık,normal gelen halk da çocuklarıyla geldi. Çocuklar içeride eğlenirken anneleri kermes alanında alışverişlerini yaptılar. Biz çok güzel geri dönüşler aldık. Çocukların yüzlerindeki o mutluluğu görmek inanılmaz bir duygu… Bu sebeple her sene Hunny Bunny tekrarlamak istiyoruz. Ayrıca TOGEM derneği faturaları ve biletleri kesti. Geliri de TOGEM’in Ana Okulu projesine gitti. TOGEM Türkiye’nin en iyi çalışan derneklerinden bir tanesi. Bu konuda çok güzel geri dönüşümler aldık, oradan ayrılırken annelerin ve çocukların ne kadar mutlu olduklarını gördük.Her sene farklı bir mekanda Hunny Bunny Çocuk Şenliği tekrarı yapılacak .
Yeni projeler var mı?
Yeni Hunny Bunny Çocuk ve Alışveriş Şenliği etkinliğimizi Ekim başı gibi tekrarlayacağız.
Biraz sizi de tanıyabilir miyiz? Neler yaptınız geçmişte?
99’da Marmara Üniversitesi Hukuk fakültesini kazandım ve İstanbul’a geldim. Onun öncesinde ailemle Muğla’da yaşıyordum. Okulumu 4 senede derece ile bitirdim. 22 saat masadan hiç kalkmadan ders çalışırdım. İdeallerim aslında vardı. Annem ve Babam özellikle Hukuk okumamı iyi bir avukat olmamı istedi. Tabii Allah’ın yazdığı bir kader var. Gerçekten kadere inanırım. Babamların ve benim planım ile kaderim farklı oldu. (İyi ki de farklı olmuş) Üniversiteden sonra staj döneminde eşimle tanıştık. Ve ben tercihimi eş ve anne olmaktan yana kullandım. Şu an sosyal yardım projeleriyle erken doğan çocukları yaşatma derneğinin yönetim kurulundayım.
Eşinizle Sedat Peker ile nasıl tanıştınız?
Benim bir büyüğüm eşimin de ağabey dediği bir insan bizi tanıştırdı. Eşim zaten cezaevinde idi ve böyle aramızda güzel bir aşk başladı. Aslında cezaevine girmeden önce birbirimize vakıftık ancak kısmet olmadı hemen eşim cezaevine alınmıştı. Biz de cezaevinde o kadar uzun kalacağını hiç tahmin etmemiştik. 10 yıl aralıksız cezaevinde kaldı.
10 yıl ne yaptınız ve ne hissettiniz?
Ben 10 yıl boyunca eşimi her gün ziyarete gittim. Bir tek bundan 6 yıl önce boyun fıtığı ameliyatım vardı ve doktorum gidemeyeceğimi yatıp dinlenmem gerektiğini söylüyordu ameliyattan bir hafta sonra tekrar gitmeye başladım. Ne hissettim diye sorarsanız o dönemler sadece bir şeye kanalize olmuştum, cezaevinde olan çok değer verdiğim eşim vardı ve her gün onu görmem, onun yanında olmam gerekiyordu. Bi sosyal hayatım yoktu, arkadaş çevrem yoktu çünkü herkesten elimi ayağımı çekmiştim. Taa ki oğlum anaokulu ve kreşe başlayana kadar… Kreşe başladığında birkaç arkadaşının annesiyle irtibatım oldu. Onun dışında sürekli eşimin yanına gidiyordum.
Eşinizle kavuştuğunuzda neler değişti?
Çok şey değişti… Bambaşka bir Özge oldum. Eşimde söyler zaten bunu çünkü ben 10 yıl boyunca cezaevi hariç dışarı çıkmadım. Restoranta ya da bir cafeye gidip yemek yemedim, sinemaya gitmedim, tatil zaten hiçbir şekilde yapmadım. 10 yıl boyunca ailemin yanına Muğla’ya bile gitmedim. Sadece ablamın kınası için gittim o kadar. Eşimi görmeden yapamıyordum. Küçük ve kapalı bir alanda tutuluyordu. O oradayken bir cafeye gitmek dahi içime sinmiyordu. Şuan çok mutluyuz. O yılların acısını çıkarıyoruz.Eşimle dilediğimce vakit geçirebiliyorum, beraber tatile gidiyoruz. Şuan bambaşka hayatımız var.
Güzel bir dereceyle Hukuğu bitirmişsiniz. Neden mesleğinizi yapmadınız? Hiç pişman oldunuz mu?
Hiçbir zaman pişman olmadım. 22,23 yaşlarındasınız. Bir adama aşık olmuşsunuz ve o adam sizin çalışmanızı istemiyor. O ne dediyse benim için tamamdır.
Bu kararınızdan dolayı sizi eleştirenler oluyor mu?
Oluyor ama en çok eleştirme hakkına anne ve babam sahip olmalı. Gerçekten babam Hukuk okumamı çok istedi hatta babamın en sevmediği şehir İstanbul’dur. Benim okumak istediğim şehirde İstanbul’du. Babama bu şartı sunmuştum. Hukuk okumam için, nefret ettiği İstanbul’u dahi kabullenmişti. Şuan eşimi çok seviyorlar ve hiçbir zamanda kararlarımı sorgulamadılar, saygı duydular. Şuanda eşimi benden bile çok seviyorlar. Benim mutlu olmam onlar için yeterliydi. Çevremdeki diğer insanların eleştirilerini önemsemiyorum.
Kızınız Lina’nın başarılı bir iş kadını olmasını ister misiniz ?
Eşimle daha dün konuştuk. İnanılmaz bir şekilde kızının başarılı bir iş kadını olmasını istiyor. Sen çalıştırır mısın Lina’yı diye sorduğumda “Tabii ki” de diyor. Lina istediği insanla evlenebilir mi dediğimde de “Tabii ki de” diyor. Lina’nın ve Boğaçhan’ın eğitimlerine dikkat ediyoruz. Lina Rusça biliyor, İngilizce kelimeleri de öğreniyor. Boğaçhan da çok hareketli bir çocuk.
Spor yapar mısınız?
Yaklaşık yedi yıldır düzenli olarak spor yapıyorum. Pilates ve profesyonel yoga yaptım. Çocuklara yoga yaptırma sertifikam var. Haftanın 3 günü ağırlık çalışıyorum.
Eşiniz Sedat beyin sporla bir arası nasıl?
Eşim de sürekli spor yapıyor. Yaklaşık 14 yıldır sigara ve alkol hayatında yok. Yürüyüş yapıyor ve ağırlık çalışıyor. Çok sağlıklı bir hayatı var. Yediklerine de dikkat eder.
Sedat bey sizin gözünüzde nasıl bir eş ve nasıl bir Baba?
Öncelikle çok iyi bir eş. Eşim sanılanın aksine inanılmaz kibar bir insan. Yanlı basın onu farklı yansıtıyor. İnanılmaz kibar ve kadın ruhundan anlayan bir insan benim eşim. Çok güzel jestler yapar. Maddi anlamda düşünmeyin. Hiçbir özel günü atlamaz, hiçbir sevgililer gününü atlamaz . Hatta özel bir anımız var. Böyle ufak bir mekandayız sadece ikimize organizasyon yapmış. İçeri girdiğimde yerde güller vardı. Her yer mumlarla süslenmişti. Beni çok mutlu etti.
Benimle tanışmadan önce çok hareketli bir geçmiş hayatı varmış, çocuklara çok zaman ayıramamış. Aslında ayırmak istese de çok hareketli yaşantısından fırsat olmamış. Cezaevinde bunları çok konuşma fırsatımız oldu. Benim eşimin ikinci evliliği. Eski eşinden de kocaman iki tane evladımız var. Eşim şuan çok iyi bir baba oldu. Kızına aşık. Lina da babasını inanılmaz kıskanıyor. Eşimin de bu hoşuna gidiyor. Benim Lina’ya evde yemek yedirmem yasak. Lina yemeğe çok düşkün bir çocuk. Babası ona devamlı yemek yediriyor ki en çok onu sevsin. Aramızda böyle bir çekişme var.
Röportajımızı sonlandırırken biz yemeğe geçiyoruz… Reçetelerimizi sizinle paylaşmayı unutmuyoruz…
Sevgiyle Kalın….
Siyez Bulgurlu Kinoalı Çilek Salatası
-Siyez bulguru
-Kinoa
-Frenk soğanı
-Avakado
-Çilek
-Taze Nane
-Maydanoz
-Yağ, limon sos
-Nar ekşisi
Siyez bulgur ve kinoa haşlandıktan sonra tüm malzeme ilave edilir.
Siyez bulguru nedir?
Siyez bulguru buğdayın atası deniyor çünkü, 10000 yıllık geçmişe sahip olup genetiği bozulmadan günümüze kadar gelmiş tek buğday türü kendisi… Kastamonu bölgesinde üretilir vitamin yönünden oldukça zengin glısemik indeksi diğer bulgur türlerine göre daha düşük, o yüzden diyet yapanlar ve diyabetikler için de de öneriliyor.
Oreo’lu Brownie
Malzemeler
200 gr bitter çikolata (%70 kakao oranı olan -Eti Karam- kullandım)
4 adet yumurta
165 gr (1/2 su bardağı+2 yemek kaşığı) tereyağ
165 gr (3/4 su bardağı+1 yemek kaşığı) esmer şeker
27 gr (3 yemek kaşığı) un
7 gr (1 yemek kaşığı) kakao
1 çimdik tuz
Üzerine koymak için Oreo bisküvisi kırıklar
Yapılışı
Fırınınızı turbo ayarında 180 derecede ısıtmaya başlayın. 20×20 kare borcamınızı önce sıvı yağ ile yağlayın sonra tabanına göre yağlı kağıt kesip yapıştırın. Bir orta boy tencerede tereyağını eritin. Çikolataları küçük küçük doğrayıp içine atın. Çırpma teli ile çikolatalar eriyene kadar karıştırın. Bir çırpma kabında yumurtalar ve şekeri yaklaşık 2 dakika hızlı devirde çırpın. İçine un, kakao ve tuzu ekleyin ve hafif çırptıktan sonra yavaş yavaş tereyağlı çikolatayı ekleyin. Spatula ile karıştırın, borcama dökün. Üzerine Oreoları kırık kırık rastgele koyun ve fırında 30 dakika pişirin. Çıktıktan sonra oda sıcaklığında hafif ılındıktan sonra servis edebilirsiniz…